Araba yapacak olan babayiğit değil, araba bir şekilde nasılsa yapılır, "başbakanın yerine gelip Kürt meselesini çözecek olan" babayiğit.
Öyle birisi varmış...
Herhalde varmış ki, "on yıldır iktidarda olduğunuz halde çözüm üretemiyorsanız, o koltukları bu işi sizden daha iyi yapabilecek olanlara bırakacaksınız" diyorlar, bazı gazeteciler. "Ciğerim yanıyor" demek yetmezmiş.
Allah Allah, acaba çözüm üretecek olan kişi, AKP içinden başka birisi mi? Yani AKP içinde hizip mizip mi var?
Yoksa Kılıçdaroğlu mu kastediliyor?
Sakın Bahçeli olmasın?
Arkadaşa "hadi yürü" demeden önce bir durup düşünelim, yoksa darbeciler midir özlediği? Silivri sakinleri mi, Hasdal misafirleri mi? Kimler?
Yoksa sırf "hükümete uyuzluk olsun için" mi böyle laflar üretiliyor?
Hepten eşek olmayan herkes, Kürt meselesinin çözülemeyeceğinin farkına vardı.
Çünkü, Kürtler'in kabaca yarısı, sesi daha az çıkanlar, "haklarını" istiyorlar ama ayrılmak istemiyorlar. Bu hakları vermeye de hazırız.
Fakat Kürtler'in sesi çok daha fazla çıkan diğer yarısının derdi (o ses yalnız insan sesi değil aynı zamanda silah ve bomba sesidir), kesinlikle bağımsızlık.
Hak hukuk, demokrasi, anayasa babayasa hepsi palavra. Bizi kandırıyorlar.
Bağımsızlık istiyorlar, aşağısı kurtarmayacak.
Bu kararı verebilecek hiçbir "merci" olmadığı gibi, hiçbir güç de yok Türkiye'de.
"Bırakalım gitsinler" düşüncesi, ancak "Kürtçülük yapan Türk entelleri" tarafından, satışı olmayan gazetelerde telaffuz edilebilen akademik bir mugalatadır. "Hadi gidin" kararını Atatürk bile veremezdi.
Bunun için padişah yetkisi, ama Tanzimat döneminin değil, mutlakiyet döneminin padişahı gerekirdi... Hani "Eflak'ı aldım, Boğdan'ı verdim" diyebilecek bir otokrat.
Bazı genç serserilerin başbakana padişah demeleri sizi yanıltmasın, böyle bir gücü yok.
Kürtler'e bağımsızlık, kararla değil ancak "çaresizlikle" verilebilir. PKK ordumuzu asla yenemeyeceğine, ordumuz da PKK'nın kökünü kazıyamayacağına göre... Bu bağımsızlık ancak "köklü bir altüst oluşla" sağlanabilir.
Ya korkunç bir ekonomik krizle, ya büyük bir savaşa girip yenilmemizle, devletin çökmesiyle!
1918 şartları doğacak ki bizden bir de Kürdistan ayrılabilsin bu sefer!
Göreceksiniz, meclis havanında su dövülecek, Kürt ayrılıkçıları yeni bir anayasa da çıksa, federasyon da sağlansa tatmin olmayacaklar. Şimdilik bazı saftırık Türk aydınlarını "kafakola" almış olmakla yetiniyorlar ama onlarla da bozuşacaklar.
Bu durumda, kimmiş o Kürt meselesini başbakandan daha iyi çözecek olan babayiğit, merak ettim. Nasıl çözeceğini daha da çok merak ettim.
Neyse ki bunu söyleyen arkadaş bizim piyasada kafasının çok iyi çalışmasıyla ünlü bir arkadaş değil. Mümtaz Soysal "Ermeniler'i sürmüş olduğumuz gibi Kürtler'i de Suriye'ye sürelim" demişti... Vallahi faşistler bile solcu geçinenlerden daha tutarlı davranıyorlar.
Hiç olmazsa asalım keselim kafasındalar, berikilerin ne dedikleri de belli değil.
Haaa... Başkanlık sistemi çıksa yeni anayasadan, başkana da "Kürtler"i bırakalım mı, gitsinler mi?" diye halka sorabilme, referandum yapabilme yetkisi verilse... O zaman da ters açıdan yaygarayı koparacaklar, padişah diyecekler, memleket elden gitti diyecekler, diyecekler babam diyecekler. Biz bu adamları nasıl ciddiye alalım?