Elizabeth Taylor'u ölmeden öldürdüler. Hayatını film yapacaklarmış.
Hayatını değil canım, Richard Burton'la yaşadığı büyük aşkı...
Gerçi teyzemde büyük aşk çoktu, Conrad Hilton, Michael Wilding, Mike Todd, Eddie Fisher, John Warner, Larry Fortenski... Teyzem şu anda yetmiş sekiz yaşında, yarın bakarsınız Kenan Paşa'ya varmış. (Paşam sanatçı sever, Emel Sayın ve Dalida'ya hayrandı.)
Evet, Bayan Taylor gerçek bir "koca kolleksiyoncusu" oldu ama Burton'la geçirdiği dönem bambaşkadır. Bir efsanedir.
Fakat bu, altmışlı yıllara tekabül eder.
Oysa Elizabeth Taylor demek, ellili yıllar demekti...
Biz gözümüzü açtık, "kadın" olarak onu gördük. Bir de Sophia Loren'i, bir de Gina Lollobrigida'yı unutmayalım. Aslına bakarsanız Ava Gardner hepsini alır çantasında sallar da...
Ama Elizabeth Taylor demek, "göz" demekti.
Menekşe göz...
Bir de, 1954 modası kısa saçı, alnına yapışık perçemleri...
"Yürek yakan kavuran" bir kadındı. Yakıcı güzel dediklerinden...
Sonra şişmanladı, büyük memeleri iyice büyüdü, ama gözler aynı gözlerdi. Gözler hiç değişmezler.
Doksanlı yıllarda İstanbul'da gördüm onu, hastaydı, elden ayaktan düşmüş, o muhteşem kadın gitmiş, geriye bir "enkaz-ı beşer" kalmıştı. Ama gözler duruyorlardı.
Bir de "ölüme hazırlandım" lafı çok dokunmuştu bana.
Asıl Doris Day'i merak ediyorum, yaşı seksen sekiz, hiç çıkmıyor, hiç ortalıkta görünmüyor, bir Greta Garbo gibi davranıyor. Ellili yılların "tipik Amerikan" güzeliydi, sarışın, etine dolgun, sağlıklı, kendinden emin, paralı pullu...
Taylor'un Burton'la yaşadığı "fırtınalı" yılları film yapacaklarmış (evlenip ayrıldılar, yeniden evlendiler), Burton'u oynatmak için ya Russel Crowe, ya Clive Owen, ya da Colin Farrell'i düşünüyorlarmış...
Crowe olabilir. "Havası" Burton'u andırır. Ama Owen ve Farrell... Hadi yürüsünler.
Taylor için de Angelina Jolie ve Catherine Zeta-Jones konuşuluyor. Bu ikisi kıran kırana sidik yarışına girmişler.
Zeta-Jones... Eh, belki... Şöyle bir andırır... Ama Angelina Jolie... O esmer, "baldudak" ve soğuk, itici kadın...
Daha neler! Haddini bilsin, gitsin evli erkekleri ayartsın, yani anladığı işi yapsın. Taylor'u oynamak ona beş numara büyük gelir.
Paz Vega bile uyar da, o kadın uymaz.
Hadi Megan Fox deselerdi anlayacaktım da...
Böylece Hollywood yapımcılarına da "ayar vermiş" bulunuyoruz efendim.
Tek tesellimiz, filmi Mike Nichols'un yönetecek olması. (O da yetmiş dokuz yaşında).
Taylor'u ve Burton'u yönetmişliği vardır, onları iyi tanır.
Anlaşılan, ortaya ya çok güzel bir film çıkacak, ya da gümbürtüyle iki seksen yatacak. Ortası yok.
İmdi, bu yazının da anafikri nedir? Ne olabilir?
İki şey akla geliyor...
Bir: Magazin "genç kızları bikini mayoyla yakalamak" değildir, budur, böyle yapılır. En azından "bizim zamanımızda" öyleydi.
İki: Hava çok ısındı, yazarınız şunun bunun oğluyla uğraşmaktan sıkıldı, tatil zamanı hızla yaklaşıyor!