Örgütü bileceksiniz, MÜSİAD, "Müstakil" Sanayiciler ve İşadamları Derneği, ama başındaki "Mü", "Müslüman" olarak da okunabiliyor...
TÜSİAD'a, yani yerleşik İstanbul sermayesine rakip "Anadolu kaplanları"...
Kurucusu Erol Yarar bir laf etmiş, şimdiki yönetimi kızdırmış.
Yarar, ötekilerin "devletten nemalanan kökü dışarıda burjuvazi" olduğunu belirtmiş, oysa kendilerinin "kökü içeride, asıl burjuvazi" olduklarını söylemiş.
Kök konusu tartışılır ama sözlerinin "temeli" gerçek... Ötekiler, yıllarca "devletin uslu çocukları" olarak palazlandılar, "ithal ikamesi" modeliyle saksıda yetiştirildiler.
Derneğin şu anda başkanlığını yapan Ömer Cihad Vardan "asıl burjuvazi" tanımına karşı çıkıyor, "biz bu işi tamamen gönüllülük esasına göre yapıyoruz, bu çalışmaların başka bir tarafa çekilmesi en azından hakaret manasını taşır" diyor.
"Saçmalamış" deyip geçmek, kolaya kaçmak olur. Neden saçmalamış, ona bakmak lazım.
Anadolu'nun yeni serpilip gelişen işadamı, "burjuva" olarak tanımlanmaktan niçin çekiniyor?
Halkın tepkisinden korkuyor desem, halk burjuva kelimesini bilmez ve anlamaz. (Emekli memurlar bile anlamadıkları için, haberi veren emekli memur gazetesi, ayrı bir kutu içinde "burjuva nedir" diye açıklama yapmak gereğini duymuş!)
Esamileri okunmayan solculardan korkuyor desem, gülünç olur.
Bürokrasiden ve onun basın kuyrukçularından korkuyor desem, onlar nasıl olsa Anadolu sermayesinden nefret, hatta ona hakaret ediyorlar, şirin görünmeye çalışmaya gerek yok... (Göbeğini kaşıyan patronlar!)
Allah'tan mı korkuyor, yoksa "tüccarın piri" peygamber efendimizden mi? Oysa, "vergimi ödedikten, zekâtımı da verdikten sonra kalan param helaldir, çıt çıt yerim" diyenler de kendileri...
"Faizle iş gördüğü" için mi utanıyor acaba?
Yoksa burjuva kavramının yan anlamlarını (konnotasyon) içeren "sömürücü, acımasız, çıkarcı, bencil" gibi çağrışımları üzerine çekmek mi istemiyor?
Yoksa yalnızca "birtakım gâvur terimlerinden" mi hoşlanmıyor? "Şehirli" desek olacak mı? Medine'den mülhem "medeni" denilse bayılacak mı?
Yoksa bunlar ileri sürüldüğü gibi kaplan değil de henüz kedi mi?
Korkmasınlar. Batı burjuvazisi aristokrasiye karşı ve ona rağmen gelişti, onlar da "bizim aristokrasimiz" diyebileceğimiz bürokrasiye karşı...
Üstelik kan dökmediler diğerleri gibi, çalışıp çabalayarak bu noktaya geldiler.
Sayın Vardan "bizim ithal kelimelerle işimiz olmaz" demiş ama ithal dövizle, ithal ara mallarıyla işi olduğunu unutmuş!
"Kefereyle münasebet ve ünsiyet tesis etmekten" de utanmasınlar, TÜSİAD'ı kızdırmaktan da.
Kendi işlerine baksınlar, bildikleri yolda yürüsünler.
Yemeleri gereken kırk fırın ekmek vardı, çoğunu çiğneyip sindirmişler ama somunların bir kısmı da fırıncıda bekliyor... Taama devam!