Siz de benim gibi, "bütün zamanların en iyi bilmem kaç bilmemnesi" türünden sıralamalara gıcık olanlardan mısınız?
Yoksa aval aval koşup o ürünleri ve hizmetleri hemen tüketmeye bakanlardan mısınız?
"Ölmeden önce çekmeniz gereken yüz hareket, görmeniz gereken elli yer, yatmanız gereken kırk kadın" türünden zırvalardan söz ediyorum...
Bunun hiçbir ölçüsü yoktur, listeyi yapanın kafasına, zevkine göre düzenlenmiş bir "seçmeler dizisidir" alt tarafı.
İşin pis yanı, bunu ciddi alanlarda da yapıyorlar; geçenlerde Newsweek dergisi "bütün zamanların en iyi yüz kitabı" listesi yapmış. (Kötü gazeteci ağzıyla söylersek "tüm zamanların"...)
At yarışını Tolstoy kazanmış, "Savaş ve Barış" romanıyla. Bizim Tolstoy hayranları pek sevindiler, bu konuda yazılar yazıyorlar... (Üstad et de yemezmiş.)
Ben tutup da "niçin listede Dostoyevski yok" diye şarlıyor muyum? Gülüp geçiyorum.
Malraux yok, Kafka yok, Aragon yok, Marquez yok, hadi onları bırakın, Cervantes yok yahu, koca Cervantes!
Buna karşılık "Philip Pullman" diye bir herif var örneğin, "W.E.B. Du Bois" diye, güneyli bir zenci olduğunu tahmin ettiğim birisi var, Willa Cather, Alice Walker gibi beşinci de değil sekizinci sınıf yazarlar bile var. İncil var, Kur'an-ı Kerim yok (ne bekliyordunuz?)
Listeyi oluşturanlar, Oprah Winfrey'in "kitap kulübünün" üyeleri... Allah'ın Amerikalı kasaba kırosu ne anlar edebiyattan? Okumak için bir "guruya" ihtiyaç duyan, kendisine kitap seçmesi için ille bir "kulübe" başvuran, okuduğu en ağır eser "Reader's Digest" olan zavallı "ortalama Amerikalı" mı karar verecek en iyisine en kötüsüne?
Demedik, güldük geçtik. Hem bu tür listelere, hem de onları ciddiye alanlara.
Gerçek şu ki, "en iyi yazar" diye bir canlı türü yoktur.
İyi yazarlar, kötü yazarlar vardır; elbette bir Ernest Hemingway ile bir Barbara Cartland mukayese edilmeyecektir.
Ama, "Tolstoy mu daha büyüktür, Dostoyevski mi" gibi sorular anlamsızdır. Birini de okuyacaksın, ötekini de.
Bu tür tartışmaların moda olduğu bir dönemde, ünlü eleştirmen ve edebiyat tarihçisi George Steiner "Tolstoy mu, Dostoyevski mi?" diye gene çok ünlü bir kitap yazmış, sonunda bu tartışmanın saçma olduğu kanısına varmıştı. (Bizde de "üç Kemal'den hangisi daha büyük" tartışması vardı altmışlı yıllarda.)
Her sanat dalında bu böyledir.
Picasso mu daha büyüktür, Velazquez mi? Böyle saçma soru olmaz.
Mozart mı daha büyüktür, Beethoven mi? Birinden birini "seçen" eşektir.
Ama elbette Johann Sebastian Bach ile Şekip Ayhan Özışık arasında bir "fark" da bulunacaktır.
Kabahat, sanatçıları yarış atı gibi koşturup, sanatı kapitalizmin hırt beğeni süzgeçlerine tıkıştıranlarındır. Şu "best seller" kavramını ortaya atan Amerikalı da mezarında dönsün inşallah...
Ama... "Türk basınının en büyük köşe yazarı kimdir" sorusuna gelince iş değişir tabii(!)
Benim ulan, var mı ötesi?... Hadi yürüyün... Oprahcığım, bunlar bana inanmıyorlar, bari sen söyle...