"58, 59, 60 ve 61..." Enes ve Fadwa Murakatan çifti ile iki çocukları için hayati öneme sahip bu numaralar. "Ben 58'im" diyor Enes. Eşi 59. Numaralarını unuturlarsa Filistin'in El Halil şehrindeki evlerine giremiyorlar veya dışarıya çıkamıyorlar. Kentin bir dönem pazarlarıyla ünlü en işlek bölgesi olan Şüheda Cadde'sinin hemen girişinde oturuyorlar. Kapılarının önünde İsrail askerlerinin caddede kurduğu 17 güvenlik noktasından biri var. Numaralarını oradaki askerlere söylüyorlar. Sayılar, İsrail ordusu tarafından verildi. Üstelik sadece Murakatan ailesine değil. El Halil'in H2 bölgesinde yaşayan 30 bin Filistinli, çoluk-çocuk denmeden, bu şekilde numaralandırıldı. İnsan hakları aktivistlerinin "Nazi veya aparteid rejimi tarzına" benzettiği bu uygulama, 30 Ekim'den beri yürürlükte.
'YÜKSEK SESLE BAĞIRIYORUZ'
Gerekçesi güvenlik. Ekim ayının başından itibaren Filistin ile İsrail arasında gerginlikler arttı. İsrail askerleri son ayda bıçaklı saldırı yaptıkları gerekçesiyle 70'den fazla Filistinliyi öldürdü. İsrail, numaralandırma yöntemiyle de Şüheda Caddesi çevresindeki yaklaşık 600 Yahudi'yi koruduklarını söylüyor. Al Jazeera'ya konuşan Sohaib Zahda, "İsrail askerlerinin durduğu güvenlik noktalarından geçerken sesli şekilde numaraları söylemek zorundayız. Numarası olmayanı hemen tutukluyorlar. Son olarak El Halil'e izlenim için gelen 20 uluslararası gönüllüyü tutukladılar" dedi. El Halil merkezli Youth Against Settlements isimli sivil toplum kuruluşunun üyesi olan aktivist Zahda, "Eğer numaranızı unutursanız veya kayıt yaptırmazsanız, evinize sürekli gizlice girip-çıkmak zorundasınız. Ayrıca dışarıdan ziyaretçileriniz de gelemiyor. Doğum yaptım. Ama ailemden kimseyi evime sokmadılar" diyor. Sorularımı yanıtlayan Youth Against Settlements Koordinatörü Issa Amro da yaşananlar hakkında "Şüheda Caddesi artık tamamen dünyaya kapatıldı. Burada hayat yaşanmaz bir hale geldi. Kimse evine numarası olmadan giremiyor. Ambulans yok. Elektrik yok. Temel ihtiyaçların hepsinden yoksunuz. Evlerimize sürekli taşlar atılıyor. Filistinliler aşağılanıyor. İsrail'in nihai amacı Filistinlileri buradan tamamen çıkarmak" dedi.
EL HALİL TURLARI VAR
İsrail ordusu aldıkları bu sert önlemleri, "İhtiyatlı tedbirler, bölge sakinlerinin güvenliği ve gelecekte ortaya çıkabilecek olası saldırıları önlemek için alındı" sözleriyle savunuyor. Ancak Tel Aviv yönetiminin baskılarına İsrailli gruplar bile isyan ediyor. İsrail merkezli insan hakları savunucuları B'Tselem "Numaralandırma sistemi Hebron'da yaşayan Filistinlilerin toplu halde cezalandırmasıdır. Filistinliler Şüheda Caddesi'nde yürüyemiyor bile" açıklamasında bulundu. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyonu Ofisi'nden yapılan açıklamada "İsrail ordusunun El Halil'deki Yahudi yerleşimleri Filistin tarafından gelebilecek saldırılardan korumak adına aldığı önlemler, hem El Halil'in ticari ve kültürel hayatına zarar veriyor, hem de bölgede çok ciddi şekilde insani krize neden oluyor" denmişti. El Halil'de yaşananları dünyaya barışçıl şekilde anlatmak için 2010'da kurulan Youth Against Settlements isimli kurum ise kente tüm dünya vatandaşlarını davet ediyor. Kurumun internet sitesi üzerinden El Halil'de yaşananları bire bir gözlemlemek isteyenler için haftalık turlar düzenliyorlar.
FİLİSTİNLİLER KAÇIYOR
El Halil kentine İsrail tarafı Hebron diyor. Burası, işgal altındaki Batı Şeria'nın en büyük kenti. Aslında El Halil'de yaşananları daha iyi anlamak için biraz daha geçmişe gitmek gerekiyor. Şimdilerde hayalet kente dönen El Halil, İbrahim Camisi'ne ev sahipliği yapıyor. Hz. İbrahim ve ailesinin mezarları bu camide bulunuyor. Dolayısıyla hem Müslümanlar hem de Yahudiler için kutsal bir mekân. 1994'te İbrahim Cami Katliamı yaşandı. Baruch Goldstein isimli bir Yahudi, sabah namazında 27 Müslümanı öldürdü. Ardından ayaklanan Filistinlilere, İsrail askerinin müdahalesi sert oldu. En az 30 Filistinliyi öldürdüler. İsrail, Goldstein'in "aşırı fikirli bir deli" olduğunu söyledi. Ancak Filistinlilere göre katliamın arkasında İsrail ordusu vardı. İsrail yönetimi, katliamın ardından İbrahim Camisi'ni Müslümanlar ve Yahudiler olmak üzere ikiye böldü. İsrail, sadece camiyi bölmekle kalmadı. 1997'de El Halil kenti H1 ve H2 şeklinde ikiye bölündü. H1, Filistin'in, H2, İsrail tarafının kontrolünde. Bu bölge her ne kadar İsrail'in kontrolünde olsa da aslında sadece 600 Yahudi yaşıyor. Buna karşılık H2'deki Filistinli sayısı 160 bin. Ancak yıllar içinde bölgedeki zulümden bıkan Filistinliler tek tek evlerini terk ediyor. Numaralandırma sisteminin uygulandığı Şüheda Caddesi de aynı zamanda İbrahim Camisi'ne açılıyor. 1994'teki katliamdan sonra bu caddede Filistinlilere ait dükkânlar kapatıldı. 2005'te İkinci İntifaa'nın arından da bölgedeki ünlü cam fabrikalarını kapattılar ve Filistinliler'in arabalarıyla caddeye girmeleri yasaklandı. Şüheda Caddesi'nin çevresinden yaklaşık 13 bin Filistinli'nin evlerini terk ettiği biliniyor. El Halil'in merkezinde yaşayan Filistinliler'in ayrıca yüzde 77'si yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Filistinlilere göre İsrail baskıcı politikalarıyla İbrahim Camisi'nin etrafını Filistinliler'den tamamen temizlemek istiyor. Böylece kutsal camiyi de sahipleneceklerini düşünüyorlar.