İnsansız hava araçları, robotların işlettiği restoranlar ve dahası... Robot çağına giriyoruz. Kimi bilim insanları ise hayatımızı makinelere teslim etmemiz konusuna şüpheyle yaklaşıyor.
Uzmanlara göre yakın gelecekte çevremiz bilim kurgu filmi setine dönecek. Dünyanın en büyük yapay zeka laboratuvarını kurmak için kolları sıvayan Google'ın ekibine kattığı Ray Kurzweil'e göre sadece 15 yıl içerisinde robotlar en akıllı insandan daha zeki olacak. Hatta 2029'da robotlar flört edebilecek kapasiteye ulaşacak. Hayatımızı makinelere bu denli teslim etmekte doğru karar verip vermediğimizi zaman gösterecek. Hollandalı bilim kadını Nell Watson ise yanlış yolda ilerlediğimizi savunuyor. Yapay zeka ve robotlar üzerine çalışmalarıyla tanınan Watson ile gelecekte bizi bekleyen 'tehlikeler' hakkında konuştum. Bilgisayarların çok yakın gelecekte yaban arılarıyla aynı zeka seviyesine ulaşacağını savunan Watson'a göre mevcut yapay zeka çalışmaları nükleer silahlardan çok daha tehlikeli. "Robotların nükleer silahlardan daha tehlikeli olduğunu söylemek biraz abartılı değil mi?" sorumu Watson şöyle yanıtlıyor: "Potansiyel olarak süper yapay zekalar, nükleer silahlardan daha tehlikeli. Çünkü insanlar öngörülü. Geçmişte yaşanan nükleer facialardan ders çıkarılıyor. Ancak süper yapay zekaların davranışlarını tahmin etmek oldukça güç olacak. Dünyayı sonsuza kadar değiştirebilirler. Bu değişim iyi veya kötü yönde olabileceği gibi her iki yönde olması da ihtimal dahilinde. İnsanların bu tehlikeleri bilmeleri çok önemli. Tabii ki bu risklerin olması bilim ve teknolojiye karşı duruş sergilememize sebep olmamalı." Watson ayrıca "Sıkıcı işlerden robotlar sayesinde kurtulabiliriz. Böylece kendimize daha fazla zaman ayırabiliriz. Fakat makineleri bu kadar akıllandırmak gelecekle kumar oynamak demek. Eğer makinelerin zekası kendi kendine bir şeyler öğrenebilme seviyesine ulaşırsa, bunun nasıl gelişeceğini tahmin etmek çok zor. Bu seviyeye geldiklerinde kendileri için çalışacak, kendilerinden daha az zeki ve basit işleri yapabilecek robotlar üretmeyi bile başarabilirler. Bunun sonucunda robotlar dünyayı değiştirmeyi ve kendileri için yaşanılabilir hale getirmeyi düşünebilir. Tıpkı insanların doğaya yaptığı gibi" diyor. "İnsanların değerini öğrenmedikleri takdirde robotların gelecekte katillerimiz olacağını savunuyorsunuz. Bunu biraz daha açar mısınız?" şeklindeki soruma karşılık ise "Makinelere insanlara saygı duymalarının dışında insan hayatının değerini öğretmeliyiz. Şu an için süper yapay zekaların iyi ya da kötü olması insanlığın elinde. Ama belki bu yapay zekalardan bazıları gelecekte yalnızca insanların küçük bir kısmının yaşamasına izin verecek. Belki insanlara hayvanlar alemindeki canlılar gibi muamele yapacaklar. Yani günümüzdeki hayvanat bahçeleri gibi insan bahçelerinde ve diğer türlerin arasında yaşamasını sağlayacaklar" yanıtını verdi.
Kendimizi korumayı öğrenmeliyiz
Watson, önümüzdeki 10 yıl içinde beklenen teknolojik gelişmeler ve alınması gereken önlemler hakkında da şunları kaydetti: "İnsanlarla robotlar arasındaki ilk vardiya değişikliği ulaşım sektöründe olacak. Bunda en büyük etken bindiğimiz araçların daha akıllı hale getiriliyor olması. Örneğin kendi kendine giden ve park eden araçlar gibi. Gazetecilik de robotlardan nasibini alacak meslekler arasında. Günümüzde zaten makale ve haberler makineler tarafından yazdırılabiliyor ve yazının insan elinden çıkıp çıkmadığını anlamak çok mümkün olmuyor. Yalnızca çiftçilik gibi geleneksel meslekler kalacak gelecekte insanların elinde. Çünkü bugün bir doktorun yaptığı işlerin neredeyse yüzde 80'ini robotlar yapar hale geldi. Makinelere zekanın yanında duyguların eklenmesiyle, tezgahtarlık gibi işleri de gelecekte onlar yapacak. Hatta sosyal medya aracılığıyla insanların zaaflarını tespit edebilecekler. Bu değişim toplumun hemen her alanında kendini gösterecek. Finans sektörü, istihbarat servisleri ve askeri alanlar artık bu işin içinde. Dolayısıyla yapay zeka çalışmalarını devlet düzenlemeleri kontrol altına alamaz. Korkulan senaryolar gerçekleştiğinde kendimizi korumayı öğrenmemiz için küresel araştırma çalışmalarına ihtiyacımız var."
Nell Watson ve milyonlarca kişi her ne kadar makinelerin 'katillerimiz' olacağını düşünse de robot teknolojileri gelişmeye devam ediyor. İşte günümüzden bazı örnekler:
BABY-X: Yeni Zelandalı uzmanlar, öğrenme yeteneğine sahip sanal bebek üretti. Konuşulan kelimeleri seçebilen ve kendisine gösterilen şekilleri hatırlayabilen minik robotun adı BabyX. Kendisine şefkatle yaklaşıldığında sanal dopamin hormonu salgılıyor ve gülümsüyor. Komutları algılama yeteneğine sahip olan BabyX'in karşısındakiyle iletişim kurma becerisi de görenleri şaşırtıyor.
PEPPER: Japon bilim insanlarının Pepper adını verdiği robot, ses tonunuzdan ruh halinizi kestirebilme özelliğiyle öne çıkıyor. 120 santimetre boyundaki robot karşısındakinin sesini tanıyarak kim olduğunu anlayabiliyor ve sohbet ediyor.
ROBOEARTH: İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü ile Avrupa Konseyi'nin desteklediği bilim insanları, insan kontrolü dışında kendi kendilerine öğrenebilen robotlar geliştiriyor. Bu makineler, mevcut internet ağının robotlara uygun versiyonunu kullanacak. Bu ağ üzerinden de aralarında bilgi alışveriş yapabilecekler. Projenin ismi: RoboEarth.
HITCHBOT: Kanadalı ekibin geliştirdiği HitchBot, robotların insanlara güvenip güvenemeyeceğini test ediyor. Bu kapsamda Kanada'yı baştan sona tek başına otostopla gezdi. HitchBot otostop görevini başarıyla tamamladı. Ancak henüz insanlar hakkındaki raporunu tamamlamadı.
AŞÇILAR: Çin'in Kunshan kentinde açılan bir restoranda yemek pişirmeden etrafı temizlemeye ve servise kadar bütün hizmetleri robotlar yerine getiriyor.
selcuk.eren@sabah.com.tr
@selcukeren5101