Yılda 90 milyar dolara ulaşan yasadışı hayvan ticareti, dünya kaçakçılık sıralamasında; uyuşturucu, sahte ürün ve insan kaçakçılığından sonra gelmeye başladı.
Hayvan kaçakçıları özellikle nesli tükenme tehdidi altında olan türleri hedef alıyor. Fil ve gergedan en revaçta türler.
Fildişinin kilosu 2 bin 500 doları bulurken, gergedan boynuzunun tanesi 15 bin dolardan gidiyor. Yasadışı hayvan ticaretinin bu denli büyümesiyle uyuşturucu baronları bu pazara da el attı. Son olarak dünyanın en azılı kaçakçıları olarak bilinen Meksikalı karteller piyasaya girdi.
Ülkelerinde yılda 27 bin 500 cinayetin faili olan Meksikalı çetelerin, hayvan kaçakçılığına el attıkları ünlü baron Samuel Gallardo Castro'nun öldürülmesiyle ortaya çıktı.
Katil, Castro'yu kendisine olan 1 milyon dolarlık balık mesanesi (balıkların suda derinliğini ayarlayan gaz kesesi) borcu yüzünden öldürdüğünü söyledi. Meksika polisi, ilk etapta katilin uyuşturucudan dolayı akli dengesini yitirdiğini düşündü. Ancak yapılan araştırmalarda Meksika'dan Asya'ya uzanan dev kaçakçılık ağları deşifre edildi.
Kısırlığa iyi geliyor
Kaçakçılar, Kaliforniya Körfezi'nde avladıkları totoaba balıklarını ilk önce ABD'ye gönderiyor. Sonraki adres başta Çin olmak üzere diğer Asya ülkeleri oluyor. Balıkların tanesi karaborsada 7 bin ile 14 bin dolar arasında alıcı buluyor. Çin'de ise totoaba mesanesi içeren bir kase çorbaya 25 bin dolar fiyat biçiliyor.
Mesanelerin Asya'da bu kadar ilgi görmesinin nedeni şifalı olduklarına inanılması.
Çinliler, balık mesanesinin kısırlığa iyi geldiğine ve cildi gençleştirdiğine inanıyor.
Meksikalı yetkililer yılda en az 5 milyon dolarlık balık mesanesi kaçakçılığı yapıldığını düşünüyor. Yeterli önlem alınmadığı takdirde nesilleri tükenme tehdidi altında olan totoaba balıklarının yakın gelecekte yok olacağı belirtiliyor.
Uzmanlar totoabaların avlanmasını yasaklayan Meksika ve ABD'nin Kaliforniya Körfezi'ndeki denetimlerini artırması gerektiğini söylüyor.
Doğadaki hayvan türlerinin yüzde 40'ının nesli tükenme tehdidi altında olduğuna dikkat çeken uzmanlar, hayvanların güvenlikleri konusunda yapılması gereken çok fazla zorunluluğun olduğunun da altını çiziyor.
Ekonomistler ise Çin'in sürekli büyüyen ekonomisi karşısında ekolojik sistemin hızla çöktüğüne dikkat çekiyor.
Uzmanlara göre Çin'de dünya tarihinin en kalabalık orta ve üst sınıfı yaşıyor.
Milyonlarca bireyden oluşan bu orta ve üst sınıf, dünyanın alışık olmadığı tüketim alışkanlıklarıyla gezegenin erimekte olan doğal kaynaklarına yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor. Totoaba mesanelerinin dışında kaçak yollarla elde edilen fildişi ve gergedan boynuzları da en çok Çinlilere satılıyor. Geleneksel tıp yöntemlerinden vazgeçmeyen Çinliler, fildişi ve gergedan boynuzlarından tıp alanında faydalanıyor. Örneğin toz haline getirilen gergedan boynuzları; romatizma, halisünasyon, gıda zehirlenmesi ve yüksek ateşe karşı kullanılıyor. Çinlilerin mutfakta sevdikleri diğer sıra dışı karışımlar arasında yarasa kanı ile maymun sütü birleşeni veya kirpilerin üreme organlarıyla yapılan yemekler bulunuyor.