Pazar günü yapılan hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimleri ile Türkiye 5 yıllık yeni bir döneme girdi. Sistemin kökten değişeceği, yasama ve yürütmenin birbirinden ayrılacağı, cumhurbaşkanının kabinesini kendi atayacağı bir sistem bu. Karar almayı kolaylaştıracak, koalisyon dönemlerini tarihe gömen, çok daha hızlı ilerlemenin önünü açan bir yeni model.
Sandıktan bu modelin mimarı ve yaratıcısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yüzde 52,6 oranında oy çıkması bir çok şeyi anlatıyor. Gelin biraz sonuçların sebeplerine bakalım…
Seçimlerden önce siz Batılı dostların Batı medyasında okuduğu yorumların önemli bir kısmı Erdoğan'ın güç kaybettiği, meydanlarda heyecan yaratamadığı, oylarının düştüğü, kaybetme ihtimalinin olduğu yönünde idi. Başta Kürtler olmak üzere kendi seçmeninin bir kısmının artık kendisine oy vermeyeceği söyleniyordu. Peki bu yanlış okumalar nereden kaynaklandı?
Erdoğan'a olan desteği anlamak için onun yüzde 50'lik bir tabanda neleri çağrıştırdığına bakmak gerek… Bu çağrışımların başında muhafazakar ve orta alt sınıf grubuna dahil kitlelerin Erdoğan'ın açtığı yol ile kendilerini gerçek anlamda bu ülkenin eşit vatandaşı hissetmeleri ile başlıyor. Milyonlara öz güven aşıladı Cumhurbaşkanı. Eski devlet hiyerarşisinde dışlanan, hor görülen yok sayılanların sesi oldu, onlardan biri olarak ortaya çıktı. Ve haksızlıkları yenme duygusunu seçmene geçirdi. Nitekim yendi de. Başörtüsü üniversitelerde, devlet dairelerinde yasak iken, meclise başörtüsü ile girilemezken bu engelleri kaldırdı, başörtülü kadınları güçlendirdi. Dindar kimlik hor görülen ve kırsala ait bir olgu iken bunu değiştirdi. 'Şehirli dindar' kavramının içini doldurdu. Kürtler'in kimliği önündeki engelleri kaldırdı. Erdoğan'dan önce çocuklarına Kürt ismi dahi veremeyen, kendi dillerini sokakta bile konuşmaktan çekinen Kürt vatandaşlar AK parti hükümetleri döneminde Kürt kimliğinin üzerindeki engelleri aştılar. Devletin Kürtçe televizyon kanalı kuruldu, siyasiler Kürtçe propaganda yapabilir hale geldiler, Kütçe kurslar açıldı, PKK'nın terörü bitirmesi için çözüm süreci başlatıldı. O süreç başarılı bir şekilde sonlanmamış olsa dahi bu çabalar Kürtler'in gözünde çok önemliydi.
Bu faktörlerin yanı sıra somut çok ciddi değişiklikler getirdi Erdoğan. Başta sağlık sektöründe. Hastaneleri yeniledi, neredeyse tüm illerde büyük ve modern devlet hastaneleri kurdu, sigorta sistemini güncelledi ve merkezi hale getirdi, özel hastanelerde de devlet sigortasının işler hale gelmesini sağladı. İlaçları ucuzlattı, daha önce yalnızca devlet hastanelerinin eczanelerinden temin edilebilen sigorta kapsamında ilaçların bütün eczanelerden edinilebilmesini sağladı.
Eğitim alanında da yaygınlığı artırdı. Neredeyse tüm illere üniversiteler açıldı, bursları yükseltti, burs alan sayısını artırdı. Asgari ücretlere zam yaptı, yolları, köprüleri yeniledi, toplu taşımada ciddi bir ilerleme ve modernleşme sağladı.
Tüm bu faktörler milyonlarca seçmen üzerinde çok etkili. Erdoğan Türkiye'yi yeni bir seviyeye taşıdı. İnsanlar bundan geri dönüş istemiyor. Aynı zamanda başörtülüler ve Kürtler Erdoğan öncesi konuma düşme endişesi taşıyor. Bu nedenlerle son dönemde başta hukuk olmak üzere bazı başlıklarda sıkıntılar olsa ve seçmen bundan memnun olmasa da bu yanlışları Erdoğan ile birlikte aşmayı tercih ediyor…