24 Haziran seçimleri yaklaşırken heyecan da artıyor. Türkiye son derece renkli bir miting süreci yaşıyor. Meydanlar hareketli, AK Parti ve MHP'nin ortak adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan açık ara en güçlü aday ancak CHP'nin adayı Muharrem İnce de kendi partisinin tabanını hareketlendirmiş görünüyor.
İnce kadar ses getirmese de İYİ Parti'nin lideri Meral Akşener, Saadet Partisinin lideri Temel Karamollaoğlu ve HDP'nin lideri Selahattin Demirtaş da tabanlarını harekete geçirmiş durumda. Katılım büyük olasılıkla oldukça yüksek olacak.
Seçim öncesi bir yandan da önemli adımlar atılıyor. Bunların başında Kandil operasyonu geliyor. Kandil'de PKK üslerine çok ciddi bir operasyon başladı. Savaş uçakları bir çok hedefi vurdu. Yurt içinde PKK ve diğer terör örgütlerine ciddi bir hasar verildi. 2016'nın bitip 2017'nin başladığı yılbaşı gecesi düzenlenen Reina saldırısı ve o süreçte art arda yaşanan terör eylemleri Türkiye'de büyük endişe doğurmuş DAEŞ ve PKK çok büyük çaplı operasyonlar sonucu eylem yapamaz hale gelmişti.
Şimdi de PKK'nın kaynağı olan Kandil'deki üsler vuruluyor. Mart ayında kararı alınan bu operasyonu Cerablus, Afrin ve el Bab operasyonlarından bağımsız düşünmemek gerek. PKK ve PYD'ye Türk ordusu büyük bir hasar verdi ve vermeye devam ediyor. Şimdi de Münbiç'ten çekilen PYD'nin bundan 1 yıl öncesine kıyasla ciddi güç kaybettiği açık.
Öte yandan liderlerin meydanlarda en çok üzerlerinde durdukları başlıklardan biri ekonomi. Son günlerde düşüşe geçse de Dolardaki artış bir çok kişiyi endişelendirmişti. Bu da önümüzdeki süreçle ilgili kaygıları artırmıştı. Ancak seçim yaklaşıp anket sonuçları netleşmeye başladıkça belirsizlik azalıyor ve dolar da normale dönüyor. Türkiye öngörülebilir bir ülke olduğu imajını güçlendirdikçe yatırımcılar için yeniden cazip hale geliyor.
Yapılan anketler ve uluslararası finans kurumlarının raporları sandıktan büyük olasılıkla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıkacağını gösteriyor. Bu da artan belirsizlik ortamını yeniden geriletmiş durumda.
Erdoğan önümüzdeki süreçte Batı ile entegrasyonun yeniden artacağı, olağanüstü halin kaldırılacağı, 3. havalimanının açılacağı ve Türkiye'nin bir çok proje ile kalkınmaya devam edeceğinin işaretini veriyor.
Şunu hatırlamak gerek: 24 Haziran seçimleri ile yeni bir sistem devreye giriyor. Cumhurbaşkanının kendi bakanlar kurulunu atadığı, yürütme ve yasamanın birbirinden net şekilde ayrıldığı, karar mekanizmalarının çok daha hızlandığı bir süreç başlıyor. AK parti iktidarları döneminde Türkiye ekonomik olarak 5 kat büyüdü, bölgesinde iddialı dünyada kendi politikalarını belirleyen bir ülke haline geldi, büyük yatırımcıları kendisine çekmeyi başardı. Ve bunları eski, karar almanın zor olduğu, bürokrasinin engel çıkardığı bir sistemde yaptı. Şimdi bu engeller ortadan kalkınca kalkınma hızı da artacaktır. Ben bu şekilde işleyen bir Türkiye'nin Batı dünyası için de çok daha tercih edilir bir partner olacağı kanaatindeyim…