Bir süredir Almanya ve Türkiye arasında bir gerilim var. Karşılıklı sert açıklamalar yapılıyor ve iki eski müttefik ve dost giderek daha çok birbirinden uzaklaşıyor. Peki bu gerilimin sebepleri neler? İlişkilerin yeniden düzelme şansı var mı?
İki ülke arasındaki tansiyonun sebeplerini temel olarak bir kaç ana başlıkta toplamak mümkün. Her şeyden önce gerilim 15 Temmuz'un ardından baş gösterdi. Türkiye Almanya'nın bu vahim darbe girişimine karşı Türkiye'nin yanında olmadığına inandı. Açıkçası bunda haksız değildi, çünkü Almanya'nın 15 Temmuz'a verdiği tepkinin gecikmesi ve cılızlığı, Fetullah Gülen'e yönelik bir tavır sergilenmemesi, Almanya'daki Gülenistler'e yönelik Türkiye'nin uyarılarına rağmen hiçbir şey yapılmaması Ankara'nın güvenini zedeledi.
Türkiye açısından temel problem bu iken Almanya şubatta Alman ve Türk vatandaşı gazeteci Deniz Yücel'in tutuklanmasına büyük tepki gösterdi ve bu kararı hukuksuzluk olarak niteledi. Buna karşılık cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere en yüksek siyasi otoriteler Yücel'in tutuklanmasını savundular ve Merkel'e mesaj gönderdiler. Bu kriz aşılamamışken temmuzda da Büyükada'da yapılan bir insan hakları toplantısında casusluk yapıldığı iddiası ile başka bir Alman vatandaşı Peter Steudner tutuklandı ve gerilim daha da büyüdü. Almanya Türkiye'ye gelecek vatandaşlarına 'dikkatli olmaları' çağrısında bulundu. Almanya'dan gelen turist sayısı haliyle dibe vurdu.
15 Temmuz'un ardından başlayan gerilim devam ederken bununla bağlantılı İncirlik üssü meselesi gündeme geldi. Mayısta darbe girişimini desteklediği söylenen bazı asker, diplomat ve yargı mensuplarına Almanya sığınma verdi. Bunun üzerine Türkiye Alman milletvekillerinin İncirlik'teki üslerini ziyaretine izin vermedi. Gerilim giderek tırmandı ve temmuzda Alman askerler üsten çekilmeye başladılar.
Öte yandan Almanya kendi sınırları içinde Türkiye'nin Fetullah Gülen ile bağlantılı olduğunu düşündüğü kişilerle ilgili casusluk yaptığı iddiasını ortaya atarak Türkiye'yi suçladı. Mart ayında bir soruşturma başlatıldı. MİT'in BND'ye verdiği bir liste gündeme geldi.
Tüm bunlar olurken 16 Nisan referandumuna doğru Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bazı bakanların Almanya'da yapmak istediği toplantılara yasaklar gelmeye başladı. Toplantı iptalleri oldu. Almanya doğrudan Türk siyasetine müdahale eden, 'Evet' e karşı bir konumda pozisyonlanıyordu. Bu tavır zaten sıkıntılı olan ilişkileri iyice gerdi.
Almanya bu sonbahar seçimlere gidiyor ve böyle bir arka planla Türkiye'ye vurmak Alman siyasetçilere puan kazandırıyor. O nedenle en azından seçimlere kadar herhangi bir yumuşama, ilişkilerde bir düzelme beklemek pek mümkün değil maalesef. Ancak seçim geçtikten sonra karşılıklı olarak yeniden yakınlaşma sürecine girilmesi iki ülke açısından da çok daha doğru bir tavır olur. Almanya 15 Temmuz ve Fetullah Gülen konusunda Türkiye'nin hassasiyetini görse ve yanında olduğunu hissettirse, Türkiye'nin taleplerine kulak verse Türkiye de dilini yumuşatacak, Almanya'nın tutuklama ve gözaltılar ile ilgili taleplerini belki de yeniden değerlendirecektir…