Tarih, Mayıs 2016'yı utanç sayfası olarak yazacak. Halep'te koskoca bir mazi, insanlık, medeniyet yerle bir ediliyor ve bütün dünya elini kolunu bağlamış seyrediyor! Türkiye başından beri söylediği kabus senaryosunun adım adım gelişmesi karşısında büyük güçler tarafından Suriye'ye sokulmamak için ısrarla tutuluyor. Ve 5 yıldan fazla süredir kendi halkını göz göre göre katleden Esad bu kadar sürenin sonunda katliamların en büyüklerinden birini yaparak Halep'i geri almaya çalışıyor.
Son 10 gün içinde gelen ölü sayısı 200'den fazla! Bunların yarısından çoğu çocuk ve kadın. Bir koca şehir takır takır ölüyor. Kalanlar karanlıkta. Elektrik yok, su zor bulunuyor, yaşam anca yer altındaki sığınaklarda. İnsanlık yanıyor!
Şubat başında Rus uçaklarının hava desteği ile muhalifleri kuzeyden çevreleyerek Türkiye-Halep insani koridorunu kapatan rejimin hedefi merkezdeki muhaliflerin tek çıkış yolu olan Kastilo-Handarat boğazını kapatmak. Boğaz, Halep merkezde İdlib'e, oradan Türkiye sınırına uzanan muhaliflerin kontrolündeki alana geçit sağlıyor.
İşte bu yolu kesmek için Esad açık açık güya hala yürürlükte olan ateşkesi dünyanın gözünün içine baka baka ihlal ediyor. Tüm kent hava bombardımanı altında. Bu tablo ortada iken ABD ve Rusya halen Cenevre'de bir çözüm arıyor görüntüsündeler. Vardıkları bir uzlaşı da var. Ancak o uzlaşı sadece Lazkiye'nin kuzeyi ve Doğu Guta'yı kapsıyor.
Burada bu insanlık dramının yaşanmasının temel aktörü Rusya. ABD'yi istikrarsız, çıkarcı ve onursuz bir politika sürdürmekle eleştirmeliyiz elbet ancak Esad gibi bir seri katile bunca zamandır açık destek veren Rusya olmasa bu gün belki de tarih başka türlü yazılabilirdi. Halep'teki saldırıların durması için ABD Moskova'ya Esad üzerinde nüfuzunu kullanma çağrısı yaptı. Elbette arkasında bir güç olmadan Esad'ın saldırıları sürdürmesi beklenemez. Peki, Moskova ne yaptı? Hiçbir şey! Çağrıya gelen henüz bir yanıt dahi yok… Hatta Rus Savunma Bakanlığı ateşkes sağlanması durumunda dahi bazı grupların buna dahil olmayacağını duyurdu.
Kısacası Esad rejimi Rus savaş uçaklarının da desteği ile Halep'i geri almak için sivil halkın üzerine açık açık bomba yağdırıyor.
Kent merkezi ve şehrin batısı hava saldırıları altında. Güneyde ise Şii milisler ve Esad'ın askerleri top atışları yapıyorlar. Gelen haberlere göre daha güneydeki Ays beldesi çevresinde ise muhalifler ile Nusra cephesi rejim askerleri ve milislerle savaşıyor.
Burada güya rejime karşı savaştığı söylenen PYD'nin rejimle işbirliğini de açıkça görmek mümkün. Daha önce merkezin kuzeyinden Türkiye'ye ulaşan koridoru kapatmak için ortak çalışan PYD ve Esad şimdi de geri kalan yolun kapanması için işbirliği yapıyor.
Bu korkunç tablo karşısında pazartesi günü BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun ateşkesin buralara genişletilmesi çağrısı yaptı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise durumu görüşmek için Cenevre'ye gitti. Ancak tüm bu çağrılar ve görüşmeler Rusya'yı durdurmadıkça temenniden ibaret kalıyor. Ve her geçen dakikada insanlar ölüyor. ABD gecikmiş de olsa Bosna'da yaptığı müdahaleyi Suriye'de yapsa fotoğraf herhalde başka olurdu. Maalesef insanlık her gün yanı başımızda ölüyor…