Suriye'de kalıcı bir barış getirmesi konusunda çok umut vermeyen ve Cuma günü uygulamaya konan ateşkes bir takım ihlal haberleri gelse de kâğıt üzerinde şimdilik devam ediyor. Muhalif gruplar Rus uçaklarının bazı kentleri vurduğunu duyurdu, Moskova ateşkesin 24 saatte 9 kez, muhalefet ise Esed tarafından Rus desteğiyle 15 kez ihlal edildiğini iddia etti.
Peki, bütün bu iddiaların bir yaptırımı var mı? Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan'ın desteklediği Yüksek Müzakere Komitesi BM'ye ve diğer dünya liderlerine şikâyet mektubu göndereceğini duyurdu. Ancak aylardır bu duruma göz yuman BM ya da 'Dünya liderlerinden' (sanki bu duruma neden olan onlar değilmiş gibi) herhangi bir başkaldırış yükselir mi? Cevabı tahmin etmek zor değil…
Ancak en azından şimdilik yardım örgütleri çatışmaların durmasından yararlanarak kuşatma altındaki bölgelere yardım götürmeye çalışıyor. Şayet koşullar bu şekilde devam ederse 7 Martta barış görüşmelerine devam edilecek.
Peki, ama ateşkes adı altındaki anlaşma neleri kapsıyor? Esasen buna ateşkes deme konusunda da tartışmalar var. Zira ateşkes yerine 'düşmanca tutumlara son verilmesi' deniyor. Bunun kararı 12 Şubat 2016'da Münih'te alındı. Uluslararası Suriye Destek Grubu ( USDG) Münih'te 2 karar aldı: İhtiyaç bölgelerine insani yardım ulaştırılması ve düşmanca tutumların sonlandırılması. Ateşkes yerine düşmanca tutumlara son verilmesi tabirinin kullanılması duruma olan güvensizlikten kaynaklanıyor zira ateşkes daha bağlayıcı bir tabir. Zira El Cezire'den Ayşe Karabat'ın da hatırlattığı gibi ateşkes yapıldığında uymayan tarafa yönelik yaptırımlar ve süreci izleyecek mekanizmaların devreye sokulması gerekiyor.
Halbuki Münih'te düşmanca tavırlara son verilmesi kararı alınmış olmasına rağmen son verilmezse bunun yaptırımının ne olacağı belirsiz. Bu belirsizlik de zaten Suriye'deki savaşı bu noktaya getiren temel faktörden yani Rusya'dan kaynaklanıyor. Rusya'nın kafasına göre hareket etme olasılığı yüksek, nitekim şimdiden gelen haberler anlaşmaya uygun davranmadığı yönünde ama dünyada Moskova'ya kafa tutabilecek hiçbir güç ya da otorite yok şu an…
Öte yandan zaten bu anlaşma silahların susmasına işaret etmiyor çünkü DAEŞ'i, el-Nusra'yı ve BM Güvenlik Konseyi'nin tanımladığı terörist gruplara yönelik operasyonları kapsamıyor.
Bir de Esed boyutu var tabii. Rusya'nın desteklediği Esed bu desteğin verdiği özgüvenle 20 Şubat'ta el Pais'e bir röportaj vererek 'Ateşkes ordular ve devletlerarasında olur, teröristlerle devlet arasında değil' diyerek vurmaya devam edeceğini açıkça beyan etti. Öte yandan muhalefet de ateşkes için Rusya ve Esed'i saldırılarının durmasını şart koşuyor. Bunun yanı sıra yardım koridorları açılmasını ve hapisteki tutukluların serbest bırakılmasını şart olarak öne sürüyor.
Şimdilik durum özetle şöyle: Ateşkes adı konamayan, kimi kapsadığı tam belli olmayan ve ilk 72 saate dahi defalarca ihlal edildiği iddia edilen bir süreç başladı Suriye'de. Bu süreci delmenin hiçbir somut yaptırımı yok. Rusya istediği gibi at koşturuyor, ABD seçimlerle meşgul, Esed Rusya'nın arkasında durması ile küstahça açıklamalar yapıyor ve saldırmaya devam ediyor. DAEŞ ve el-Nusra bahane edilerek muhalif gruplara saldırılar sürüyor. Ortada ne bu gidişe 'dur' diyebilecek bir güç ne de tarihi doğru yazmak için adil kayıt tutabilecek sağlıklı bir mekanizma var. Suriye'de bu göstermelik durum devam ederken barış maalesef hala çok uzakta görünüyor…