Geçen hafta New York Times gazetesi "Erdoğan'ı durdurun" temalı bir başyazı daha yayımladı. Bir yazı daha diyorum çünkü New York Times sanki muhalif bir Türkiye gazetesi kadar ülkede olan bitenle ilgili ve taraf. Fakat muhaliflik kuralsız bir egemenlik kavgası vermek demek değildir. NYT, Türkiye'de bulunan AK Parti ve Erdoğan düşmanlarında da öteye geçerek NATO'yu da göreve çağırdı. Bir ülkede 12 yıldır adeta demokratik bir devrim yaşanırken, ülkeyi iflasa sürüklendiği, iç savaş eşiğindeki halinden alıp dünyanın 16. büyük ekonomisi haline getirmiş, tam dokuz bağımsız seçim kazanmış, ülkenin yüzde elli ikisinin desteğini sağlamış bir parti ve lidere bu soğukluk neden acaba? Türkiye'yi, Türkiye'deki siyaseti, yaşananları ters yüz ederek ülkeyi inatla yanlış anlatmaya çalışmak herhalde bağımsız ve tarafsız gazetecilik vasfına girmiyor. NYT, tek yanlı dahi sayılamayacak bir inatla ülkedeki her şeyi ters yüz etmekle, kendi gücünce seçimleri mi etkilemeye, yoksa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sopa mı sallamaya çalışıyor?
Türkiye'nin güneyinde, Suriye'de bir cehennem yaşanmaktayken, Filistin'de insanlık dışı zulüm devam ederken, Mısır'ın darbeyle görevden uzaklaştırılmış lideri Mursi ile arkadaşları idama mahkûm edilmişken sesi soluğu çıkmayanlar, bölgenin tek istikrarlı barış vahası olan bu ülkeyi mi kendilerine sorun olarak görüyorlar? Türkiye'yi sorun olarak görüyorlarsa sanırım bu bir demokrasi meselesi değil, Türkiye'nin artık bir muz cumhuriyeti gibi davranmaktan vazgeçmesi nedeniyledir. Doğu'ya kategorik olarak tepeden bakan, bilgisiz, kibirli çok yabancı gazeteci ile tanıştım veya röportaj verdim. NYT'nin tavrı bu cahilliği aşıyor. Bilinçli bir tavır ve müdahale arzusu göze çarpıyor. IŞİD'e yardım etmekle, diktatörlükle suçlanan Türkiye bir mezhep parantezine alınmaya çalışılıyor. Yalan haber ve dezenformasyondan geçilmiyor. Şu anda Batı ve Doğu ile aynı anda konuşabilecek ve çalışabilecek tek istikrarlı Müslüman ülkeye yapılan bu haksızlık Batılı devletlerin stratejisi olamaz. Türkiye'de kimin iktidar olacağı, ülkenin nasıl yönetileceği, artık kendi halkının karar vereceği bir durumdur. Bu ülkeye müdahale etmek, iktidar yaratmak, halka rağmen ülke üzerinde ameliyat yapmak mümkün değildir.
Yaklaşan seçimlerde halkımız nasıl bir karar verirse, o karara hepimiz saygı duyacağız. Demokrasinin en temel kuralı sandık sonuçlarına saygı duymaktır. Mısır'da olduğu gibi sandık sonuçlarını tanımamak, manipülasyonla ülkelerin kaderleriyle oynamak ne o ülkelere, ne bölgeye, ne de dünyaya hayır getirmeyecektir. Artık NYT'nin de, dünyayı bir mühendislik alanı olarak görenlerin de kabul etmesi gereken, dünyaya huzurun ancak o ülkelerin halk yönetimlerinin iktidara gelmesiyle geleceğidir. Artık daha insani bir reel politiğe, daha insani bir rekabet ortamına, yeni bir paradigmaya ihtiyacımız var. Türkiye bölgesi ve dünya adına önemli bir demokratik devrim gerçekleştiriyor. Halkımız politik olarak çok bilinçli ve tecrübeli. Artık Batı'nın Doğu'ya saygı duyması ve eşit ilişkiye alışmasının zamanı gelmiştir.
Demokrasi söylemini, demokratik değerleri ve medyayı manipülasyon için kullanmak, o ülkelerin geleceğini de tehlikeye atar. Değerlerin yıpranması çöküş getirir. Batı demokrasisini takdir eden bir dost olarak yapıyorum bu uyarıyı.