Uluslararası sistemin son zamanlardaki gidişatı göz önüne alındığında, halihazırda devam eden veya ileride çıkabilecek küresel sorunların nasıl çözüleceğine dair sorular gittikçe artmakta. Mülteci krizinden Arakan Müslümanlarına yönelik etnik temizliğe, Somali'deki insani trajediden dünyanın farklı bölgelerindeki sınır anlaşmazlıklarına, ticaret savaşlarından iç savaşlara kadar, dünyada ilgilenilmesi gereken çok sayıda sorun bulunuyor. Bu yaygın sorunlar, içlerinde aydınlar, politika yapıcılar, bilim ve iş insanları ile gazetecilerin de bulunduğu çok çeşitli kesimlerin katılacağı tartışmaları gerekli kılıyor.
Sorunların ciddiyeti düşünüldüğünde, çözümlerin dünyanın değişik yerlerinden gelecek farklı görüşleri, fikirleri ve katkıları bir araya getirmesi gerekiyor. Bu da insanların buluşmasına vesile olan özgür ve ufuk açıcı entelektüel görüş alışverişini ziyadesiyle önemli kılıyor.
TRT World kanalı son iki yıldır inisiyatif alarak, sorunları tartışmak ve çözüm önerileri getirmek amacıyla dünyanın en önemli forumlarından birini düzenliyor.
Bu yıl ikincisi düzenlenen TRT World Forum, 3-4 Ekim tarihlerinde Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'da gerçekleştirildi. Bu iki gün boyunca bölgesel ve küresel sorunlara ilişkin önemli tartışmalar yapıldı. "Parçalanmış Bir Dünyada Barış ve Güvenliği Yeniden Düşünmek" teması ile düzenlenen forumda, çeşitli ülkelerden gelen katılımcılar toplantının gündemindeki konuları tartıştı. Toplantıda ele alınan konular arasında terörizm, Suriye'deki çatışma, ABD'nin dış politikası, popülizmin yükselişi, Avrupa Birliği'nin geleceği ve Filistin sorunu da vardı. Bu konular seçkin uzmanlar ile eski ve yeni politika yapıcılar tarafından el alındı. Konferans ayrıca, küresel güneyin yükselişi ve kadınların çatışma bölgelerindeki liderliği konularına yoğunlaşan uzmanları bir araya getirdi.
Düzenlenen panellerde ve tartışmalarda birkaç konu öne çıktı. İlk olarak, ABD dış politikasının geleceği konusunda herkesin endişeli olduğu ortaya çıktı. Katılımcılar ABD dış politikasının öngörülemezliğine ve tutarlı bir merkezi stratejiden yoksun oluşuna vurgu yaptı. Bu durum uluslararası sistemin geleceği ve muhtemel bölgesel ihtilaflar ile çatışmalar hakkında kaygılara yol açıyor.
İkinci olarak, terörizmle mücadele konusunda daha etkili ve uzun vadeli bir resmi stratejiye gerek olduğu dile getirildi. Afganistan eski devlet başkanı Hamid Karzai, terörizmle mücadele konulu toplantıda yaptığı açılış konuşmasında mevcut stratejinin dünyanın farklı bölgelerinde terörü engellemekte başarısız olduğunu belirtti. Her ne kadar Deaş'ın kontrolündeki bölgeler geri alınmış olsa da terörizmin geleceği ve yabancı savaşçıların olası yıkıcı etkilerine dair hâlâ kaygılar var.
Üçüncü olarak, AB'nin entegrasyon sürecine dair beklentileri anlamak önemli. AB ülkelerindeki aşırı sağ örgütler ile siyasi partilerin yükselişi sadece AB'nin geleceğini tehdit etmekle kalmayıp, birlik içinde çok kültürlülüğü ve azınlıkları da tehlikeye atıyor. Mülteci ve göçmen karşıtı fikirler, seçimleri kazanan partilerin yabancı düşmanı politikalara yönelmesine zemin hazırlayabilir. Bu da AB içinde ekonomik istikrarsızlığa ve bunun başka bölgelere sirayet etmesine sebep olabilir.
Son olarak, "küresel güney"in aktörlerinin yükselişi gözden kaçırılmamalı. Bu süreç mevcut uluslararası sisteme katkıda bulunabileceği gibi sistemi istikrarsızlaştırabilecek ciddi sorunlara da yol açabilir. Burada sonucu sorumluluk alma konusundaki isteklilik belirleyecek.
Bu konuların tümünün daha fazla tartışılıp görüşülmesi lazım. Bu yüzden, TRT World Forum gibi daha çok etkinliğe ihtiyacımız var.