Kürt sorununu takip eden gözlemciler ve konu üzerinde çalışan uzmanlar için önümüzdeki dönemde cevabı aranan en önemli soru, PKK'nın 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından Çözüm Süreci'ni niçin bitirdiği olacak. PKK daha önce de çeşitli kereler ateşkes ilan etmiş ama sonradan birdenbire ateşkesi sonlandırıp Türkiye topraklarında terör eylemleri başlatmıştı. Çözüm Süreci bu ani tutum değişikliklerine rağmen başlatıldı. Birçok kişi, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununda yeni bir dönemin başlayacağını ummuştu. Ancak PKK bir kez daha fikir değiştirerek ülkenin değişik yerlerinde saldırılar başlattı.
Kuşkusuz süreçteki bu tutum değişikliğinin nedenlerinden biri, milliyetçi Kürt siyasetinin farklı aktörleri arasındaki iç mücadele olabilir. Bu değişim bazı durumlarda, PKK liderliğinin başka aktörlerin yükselişi nedeniyle kendini tehdit altında hissetmesi ve şiddeti tırmandırarak destek toplama çabası yüzünden gerçekleşti. Her seferinde, Türkiye'deki Kürtler için bu tutum değişikliğinin bedeli oldukça ağır oldu. Ancak Kürt halkının ödediği bu bedel PKK tarafından dikkate alınmadı. HDP'nin seçim başarısıyla birlikte, Kürt siyasi hareketinin bu kritik dönemecinde PKK'nın hangi saiklerle hareket ettiği konusunda birçok kişi benzer sorular sordu.
Bir diğer açıklama da, PKK'nın Suriye'deki durum nedeniyle özgüven patlaması yaşadığı yönünde. Kobani krizi ve IŞİD'e karşı savaşan Kürt gruplara yönelik uluslararası destek, PKK üyelerinin çoğunun özgüvenini bir hayli artırmışa benziyor. PKK kendisine yönelik bu sempatiden faydalanarak Türkiye'ye karşı saldırılar düzenlemeye heveslenmiş olabilir. PKK ve onunla bağlantılı grupların Güneydoğu'daki son eylemleri, bu özgüven patlamasının bir göstergesi. Hendekler kazıp yolları kapatarak şehirlerin ve ilçelerin kontrolünü ele geçirme çabası, örgütün bu taktiklerin sonucuna dair gerçekçi bir değerlendirme yaptığını gösteriyor.
Tabi üçüncü bir açıklama da var. Buna göre PKK Çözüm Süreci'nin başarılı olması için hiçbir adım atmadı. PKK'nın ateşkes sırasında silah bırakmak veya silahlı kadrolarını azaltmak yerine şehirlere silah ve mühimmat yığınağı yaptığı yönünde daha önce haberler çıkmıştı. Bu, örgüt liderlerinin silahlı mücadeleye son verme ve hedeflerini siyaset yoluyla gerçekleştirme yönündeki açıklamalarıyla taban tabana zıt idi. Türk hükümetini Çözüm Süreci'nde yeterince hızlı hareket etmemekle suçlayan PKK aslında, Türkiye'de yeni bir saldırı dalgası başlatmak için yığınak yapıyordu. PKK'nın Türkiye'ye yönelik saldırıları başlatma kararının hemen ardından şiddeti farklı şehirlere yayması, bu hazırlığın bir işareti.
PKK'nın eylemlerini açıklama konusunda bu senaryolardan hangisinin daha doğru ve akla yatkın bir açıklama sunduğundan ayrı olarak, ortaya çıkan durum Çözüm Süreci'nin önemli bir yönüne ciddi zarar verdi. PKK'nın farklı şehirlerde eşzamanlı terör eylemleri düzenlemek için yaptığı hazırlıklar, örgütün silahlı mücadeleyi bırakmaya hiçbir zaman istekli olmadığını gösterdi. Bu da başarılı bir çözüm olasılığını ciddi ölçüde zora soktu. Ayrıca HDP'nin seçim başarısının hemen ardından gelen PKK saldırıları, Kürt siyasi hareketi içindeki iç mücadelenin süreç üzerinde önemli etkileri olacağını gösteriyor. Bu mücadele süreç üzerinde yıkıcı etkilere sebep olacak.