Zeytin Dalı Harekatı başlayalı bir aydan uzun bir süre geçti. Bölgedeki terör örgütlerine karşı icra edilen harekat şu ana kadar başarılı kabul ediliyor. Harekatın temel hedefi, Türkiye'nin sınırlarındakı her türlü terör tehlikesini bertaraf etmek. Zeytin Dalı Harekatı, 2016 yılında düzenlenen Fırat Kalkanı Harekatı ile İdlib'te askeri gözlem noktaları kurulması sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'de düzenlediği üçüncü operasyon niteliğini taşıyor. Harekat, Türkiye'ye ve onun bölge politikalarına dair birtakım hususları ortaya koydu.
İlk olarak, harekat sırasında sergilenen milli birlik Türk halkının gerek PKK'ya gerekse bölgedeki yan kollarına yönelik tepkisini gözler önüne serdi. ABD'den farklı olarak Türk halkı, PKK ile onun Suriye kolu Halk Savunma Birlikleri (YPG) arasında yapılan hiçbir ayrımı kabul etmiyor ve harekatı Türkiye'nin sınırlarını ve ulusal güvenliğini emniyete almak açısından önemli bir adım olarak görüyor. Halkın harekata verdiği destek çok yüksek. Bu da PKK'nın Türkiye'deki en hassas konulardan biri olduğunu ortaya koydu. Amerikan yönetimi PKK'nın Türk vatandaşlarına karşı onlarca yıldan bu yana düzenlediği saldırılar yüzünden Türkiye'de oluşan bu hassasiyeti şu ana kadar anlayamadı.
İkinci olarak, YPG'nin harekatın başlamasından hemen sonra Türkiye'deki yerleşim yerlerine düzenlediği roket saldırıları ve bölgedeki ağır silahlı varlığı, Türk halkının endişelerinin haklı ve meşru olduğunu gösterdi.
Bu saldırılar sırasında çok sayıda Türk vatandaşı yaralanırken, onlarcası da hayatını kaybetti. Buna ilaveten, güvenlik güçlerinin bölgede ele geçirerek imha ettiği büyük miktardaki silah ve mühimmat, YPG'nin o dönemde Türkiye'ye karşı silahlı bir saldırıya hazırlanmakta olduğunu gösterdi. Yani örgüt yaptığı hazırlıkları uygulamaya geçirmek için doğru anı bekliyordu.
Üçüncü olarak, birçok ABD'li yetkili Türkiye'nin Afrin'de bir askeri harekata girişebileceğini düşünmemişti. Bu yetkililer, Türkiye'deki karar alıcıların açıklamalarını boş tehditler olarak görmüştü. Ancak Afrin'e düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı, Türk ordusunun böyle kapsamlı bir sınır ötesi harekat düzenleme kapasitesine sahip olduğunu ortaya koydu. Harekat, Türkiye'nin askeri hazırlık düzeyi bakımından 15 Temmuz öncesi seviyelere ulaştığını gösterdi. Ayrıca Türkiye'nin ABD gibi müttefiklerinden yeterli destek ve onay görmese bile terörle tek başına mücadele edebileceğini kanıtladı.
Harekatın başlamasından önce, Türkiye'nin böyle bir harekata girişmesi durumunda Afrin'de bataklığa saplanacağı da düşünülüyordu. Ancak Türkiye şu ana kadar bu tür tahminleri de boşa çıkardı. Harekat sırasında sivillere zarar vermemek için azami özeni gösteren Türk ordusu, bölgede hassas ve anlamlı bir duruş sergiliyor.
Dördüncü olarak, ABD'nin Zeytin Dalı Harekatının başlamasını takiben Türk-Amerikan ilişkileri konusunda büyük bir diplomatik hamle başlatması, bu kritik dönemeçte Amerika'nın politikasının ancak sahada sert güç kullanmak suretiyle değiştirilebileceğini ortaya koydu. Amerikalı karar alıcıların YPG konusunda ilk kez bir çıkış stratejisi üzerinde çalışmaya başladığı ve nihayet Türkiye'yle stratejik ortaklığı nasıl kurtaracaklarını düşündüğü anlaşılıyor. YPG konusunu çözmekteki başarısızlık nedeniyle Türkiye'yle ilişkiler daha da kötüleşirse, Amerikan yönetiminin farklı kurumları arasındaki tartışmalar şiddetlenebilir.
Zeytin Dalı Harekatının önümüzdeki günlerde de devam etmesi, Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğinde anahtar bir rol oynayacak.