2003'te Irak'taki savaşın başlamasından bu yana, savaşa girme kararı ve sonrası ile bu kararın ABD yönetimi yetkililerince nasıl uygulandığına dair birçok soru soruldu ve tartışmalar yaşandı. Bu tartışmalar ABD dış politikası ve savunma politikasının en önemli olaylarından biri niteliğindeki bu döneme ışık tuttuğu gibi, 2016'daki başkanlık seçimine yönelik kampanyalarda tekrar gördüğümüz üzere ABD siyasetini de etkiliyor.
Aradan geçen 12 yıl boyunca süren tartışmalarda bazı sorular cevaplarını buldu. Ancak bu önemli ve vahim kararla ilgili yanıt bekleyen başka sorular da var. Bazı yetkililerin yaptığı çelişkili veya muğlak birtakım açıklamalar, bu döneme ilişkin kapsamlı incelemeler ve elimizdeki bol görsel veri sayesinde, artık Irak savaşı ve sonrasında yaşananlarla ilgili muazzam bir külliyat oluştu.
Irak savaşını konu alan çeşitli belgeseller var. Haber belgesel programı "Front Line"ı hazırlayan ekibin çektiği "Bush'un Savaşı" ve Charles H. Ferguson'un "Ufukta Değişiklik Yok" adlı belgeseli bunlardan ikisi. Ayrıca araştırmacı gazetecilerce kaleme alınan çok sayıda kitap mevcut. Thomas Ricks'in "Fiyasko: ABD'nin Irak'taki Askeri Macerası, 2003 ve 2005" adlı kitabı ile Michael Isikoff'un "Kibir: Irak Savaşı'na Giden Yolda Yalanlar ve Skandallar" başlıklı eseri bunlara iki güzel örnek. Irak savaşını inceleyen tüm bu kitaplar ve belgeseller, dönemin dış politika ve savunma güvenliği yetkililerinin hangi tartışmalı kararları aldığını ortaya koyuyor. O dönemde dış politikaya yön veren yetkililer ile yapılan röportajlar, devlet kurumları arasındaki anlaşmazlıkları, karar alma sürecinde ortaya çıkan ciddi sorunları, kişisel çekişmeleri ve yönetimdeki yetkililerin birbirlerine yönelttikleri suçlamaları gözler önüne seriyor. Kitaplara ve belgesellere ek olarak, karar alma sürecine dâhil olan veya sürece etkide bulunabilecek hemen herkesin yazdığı anı kitapları da var. Tabii bu anı kitaplarının çoğu, biraz da yapılan suçlamalara yanıt niteliği taşıyan ve "benim bir suçum yoktu" ana fikri çerçevesinde kaleme alınan eserler.
Irak savaşından çok daha önce yaşanan Vietnam Savaşı da aynı şekilde yoğun tartışmalara ve soru işaretlerine sebep olmuştu. Vietnam Savaşı ve dönemin karar alıcılarının tartışmalı kararları, ABD'deki karar alıcılar ve kriz yönetimi uzmanları açısından çok önemli bir tecrübe işlevi görmüştür. Vietnam Savaşı'nı konu alan, aralarında McGeorge Bundy'nin kitapları ile (dönemin savunma bakanı) Robert McNamara'nın anılarının da olduğu eserler, tüm karar alıcıların okuma listesinde olması gereken kitaplardır. Bu savaşla ilişkili tartışmalar, sayıları gittikçe artan arşiv belgeleri sayesinde hâlâ sürüyor. Konunun uzmanları muhtemelen tartışmaları devam ettirecek.
Irak savaşını takip eden dönemde yayınlanan araştırmacı gazetecilik eserlerinden ve karar alma sürecine dair incelemelerden oluşan külliyata ilgili bu uzun girizgâhın nedeni, yayınlanan yeni belgesellerin savaşla ilgili tartışmaları tekrar canlandırması ve bazı başkan adayları arasındaki tartışmalar. Bu yeni belgesellerden birinde (Fareed Zakaria'nın hazırladığı 'Cehenneme Giden Uzun Yol'), bazı eski yetkililer savaş sırasında alınan kararlara ilişkin yeni açıklamalar yapıyor ve yeni suçlamalar yöneltiyor. Ancak dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yapılan bir röportaj, bütün bu tartışmaları ve suçlamaları gölgede bıraktı. Blair itiraf niteliğindeki açıklamalarından birinde savaş nedeniyle özür dilerken şöyle dedi: "Aldığımız istihbarat yanlış olduğu için özür diliyorum. Ayrıca planlama alanındaki bazı hatalardan ve tabii ki, rejimi devirdikten sonra neler yaşanacağını öngörme konusundaki hatalardan dolayı da özür dileyebilirim." Blair'in yankı uyandıran açıklamalarından biri de, Irak savaşının DAİŞ'in ortaya çıkışına zemin hazırladığı yönündeki görüşle ilgili. Blair konuyla ilgili bir soruyu yanıtlarken, "Bunda doğruluk payı var" dedi. Öte yandan, bu konuda çok daha açık ve kesin konuşan eski Beyaz Saray Terörizmle Mücadele Direktörü Richard Clarke, "ABD Irak'ı işgal edip Irak ordusunu dağıtmasaydı DAİŞ ortaya çıkmazdı. DAİŞ Amerikan işgalinin doğrudan bir sonucu" dedi.
İnsan bu tartışmalara bakınca, Irak savaşı sürecinde ABD'deki çeşitli devlet kurumlarının ve yetkililerin onca hatayı, yanlış hesabı ve yanlış hamleyi nasıl yaptığını anlamakta zorlanıyor. DAİŞ terörü ile Irak'taki durumun uluslararası toplumun güvenliğini ciddi ölçüde etkilediği bir ortamda, 12 yıl önce alınan kararlarla ilgili soru işaretlerinin artacağı ve Irak savaşı hakkında daha çok belgesel yapılacağı anlaşılıyor.