Uzunca bir süredir 'Uçak Gemisi Projesi' Türk Savunma Sanayii'nin gündeminde bulunuyor. 2011 yılında Savunma Sanayi Müsteşarı Türkiye'nin kendi milli imkanları ile bir uçak gemisi üretebileceğini belirtmişti. Son dönemde yapılan açıklamalardan anlaşıldığına göre Türkiye, gelecekteki orta ve uzun vadeli stratejileri çerçevesinde bu konudaki kararını vermiş görünüyor. Türkiye önümüzdeki on yıl içerisinde bir uçak gemisine sahip olacak. Şu anda dünyada hali hazırda uçak gemisi bulunan 11 ülke var. ABD Deniz Kuvvetleri sahip olduğu 12 adet uçak gemisi ile küresel jandarmalığı üstlenmiş bulunuyor. İngiliz Donanması sahip olduğu 2 adet uçak gemisi ile ABD'yi izliyor. 1'er adet olmak üzere Rusya, Fransa, İspanya, İtalya, Hindistan, Japonya, Brezilya ve Tayland'ın elinde de uçak gemileri bulunuyor. Son olarak, 13 Ekim 2012'de Çin'in ilk uçak gemisi de suya açıldı. Bu ülkelerin büyük bir kısmı askeri, ekonomik ve politik olarak da devler ligindeki büyük küresel güçler veya orantısız bir güç tarafından tehdit algısı bulunan, güvenlik blokajını kıramayan ülkeler.
Türkiye'nin uçak gemisi yaklaşık 28-29 bin ton ağırlığında, 240 metre uzunluğunda, 38-40 metre genişliğinde olacak. 185 metre uzunluğunda bir pistin bulunacağı gemi 12 uçak ve 8 helikopteri aynı anda taşıyabilecek. Yaklaşık olarak 1200-1300 asker ve personeli bulunacak olan gemi Akdeniz'deki komşuları İspanya ve İtalya'nın uçak gemilerine benzeri özelliklerde planlanmış görünüyor. Bütün projenin 3 milyar dolara mal olacağı hesaplandığında oldukça pahalı ve maliyetli bir iş olduğu ortaya çıkıyor. Geminin yıllık masrafı seyir halinde iken yaklaşık 240 milyon doları buluyor. Uçak Gemisi Projesi ile Türk Genelkurmayı, bir yerden sonra kendi savaş gemisi ve denizaltılarını da üretmek zorunda kalacak. Uçak gemilerinden dikey kalkış yapabilen JSF (Joint Strike Fighter) türü savaş uçaklarını da Türkiye önümüzdeki dönemde edinmek zorunda görünüyor aksi takdirde uçak gemisinin manevra ve kabiliyet alanı oldukça daralıyor. Geminin 27 amfibi zırhlı hücum aracı, 4 çıkarma aracı, top atış kontrol sistemi, ASELSAN'ın üreteceği makinalı tüfek platformu, 2 yakın savunma sistemi bulunacak ve gemi yaklaşık 100-110 adet tekerli-paletli askeri araç taşıyabilecek. Ayrıca geminin iç kısmında 46 adet leopard tipi tank da taşınabilecek ve gelecekte ihtiyaç doğrultusunda füze savunma sistemleri de konuşlandırılabilecek.
Bir müddet evvel ABD Deniz Kuvvetleri Akademisi'ne ait olan PNAS (Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States) Dergisi, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel ile önemli bir röportaj yaptı. Önümüzdeki dönemde Türk Deniz Kuvvetleri'nin operasyonel maliyetleri azaltacak teknolojik unsurlara yatırımlar yapacağını ifade eden Bilgel "Hava taşıma kapasitemizi artırmayı, savaş destek gemisi, çok yönlü fırkateyn, insansız helikopter ve uzun süre su altında operasyon yürütebilen denizaltılar, sınırlı vuruş yeteneğine sahip, çok amaçlı/yönlü iniş kalkışa uygun gemiler ve dikine inip kalkan uçaklar satın almayı, hava savunma fırkateynleri ve insansız sualtı araçları edinmeyi planlıyoruz" dedi.
Türkiye de etrafındaki risk/tehdit ve fırsat algılamalarını değerlendirip bu küresel lige katılmaya karar vermiş görünüyor. Yakın hinterlandında caydırıcılığını ve hamiliğini askeri, teknolojik üstünlüğü ile artıramayacak bir ordunun bölgesel barışa ve istikrara katkısı mümkün olmayacaktır. Askeri ve ekonomik mecburiyetlerini tamamlayamamış bir gücün ise etkinliği daima mahdut kalacaktır. Türkiye bir başka sahada daha küresel lige doğru ilerliyor...
bahaerbas@fas.harvard.edu