Amerika Birleşik Devletleri, II. Dünya Savaşı'na katılana kadar İngiltere, Fransa ve Rusya, Almanya ile başa çıkamamıştı. Hitler Paris'e girmiş, Alman Ordusu bir ucu K. Afrika'da diğer ucu Kafkaslar'da harp ederken diğer yandan da Londra'ya bomba yağdırıyordu. Montgomery, el-Alameyn'de Çöl Tilkisi Rommel'i ancak karada üç kat, havada altı kat daha fazla kuvvete sahip hale gelince bozguna uğratabilmişti.
Amerika'nın savaşa katılması ise geleceğin dünyasında başta Avrupa olmak üzere güvenlik merkezli bir Amerikan hegemonyasının temellerini atmıştı. Aynı II. Dünya Savaşı, Avrupa için ise Almanya'nın hem razı hem içinde olması gereken bir Avrupa fikrini doğurmuştur.
1945'ten sonra Avrupa'nın özellikle Fransa'nın zihni hep bu düşünce ile meşgul olmuştur. Almanya kayıtsız ve şartsız teslim olduğu halde bu düşünce Avrupa'nın Almanya tecrübesinden dolayı zihinlerden silinmemiştir. Acaba, ruhu, karakteri ve hedefleri kolaylıkla I. ve II. Dünya Savaşları'na sebep olmuş Almanya, 3. büyük bir savaştan nasıl ve hangi şartlar içinde uzak tutulabilirdi?
Ya da Almanya savaşsız ama nasıl bir Avrupa'ya razı edilebilirdi? 1945'te Almanya baştan başa yıkılmış bir vaziyette teslim olup müttefikler arasında parçalanmışsa da Fransa'nın emin olduğu şey şu idi: Almanya mutlaka tekrar ayağa kalkıp dirilecek ve kendisini baştan inşa edecektir. O günden sonra Fransa'nın tasavvurunu ettiği Avrupa, Almanya'nın içinde olduğu ve Almanya'yı dizginleyebilecek bir Avrupa olmuştur. Fransa'ya göre Almanya ile birlikte olacak bir Fransa ve dahi diğer Avrupa, sınai ve kalkınma merkezli ekonomik bir entegrasyona dönüştürülebilirse bu en çok Almanya açısından güvenli bir Avrupa'yı mecbur kılacaktı. Diğer yandan aynı durum tabii olarak Fransa için "Almanya Tehdidi"nin ve Fransa'nın güvenliğinin garantörü olacaktı.
Bunun ise tek yolu ekonomik olarak birleşmiş bir Avrupa'dan geçiyordu. Almanya buna ikna edilmeliydi. Fransa'ya göre içinde Fransa ve Almanya'nın olacağı ortak bir Avrupa hem Almanya'yı dizginleyecek, hem Fransa'nın Almanya'yı içerden izlemesini, hem de uzun vadede Fransa önderliğindeki bir Avrupa'nın bir yerden sonra Almanya'yı kontrol etmesini beraberinde getirecekti.
Durum Almanya açısından bakıldığında da farklı değildi. II. Dünya Savaşı'nda sivil ve asker 60-70 milyon insan ölmüştü. Acaba Almanya, Avrupa egemenliği için tekrar bir ucu K.Afrika'da diğer ucu Kafkaslarda savaşan yeni bir ordu mu kurmalıydı? Eğer bunun cevabı bazı akıllarda 'Evet' ise dahi acaba Avrupa'nın savaştan sonraki şartları bunu mümkün kılıyor muydu? Savaştan önceki Avrupa ile savaştan sonraki Avrupa aynı mıydı? Savaştan önceki Avrupa ile savaştan sonraki Avrupa aynı değildi. Artık oluşan yeni düzenin 2 süper gücü de Almanya'nın yanı başında idi. Artık ABD ve SSCB vardı. O günden sonra Almanya da bu durumu askeri değil ekonomik güçle aşmakta çıkar yol buldu. Artık Avrupa'nın kalbinde oturan Almanya'nın hedefi panzerlerini değil Alman Mark'ını ve ihraç mallarını Avrupa'da dolaştırmak oldu.
İşte Avrupa'nın II. Dünya Savaşı sonrasında içinde bulunduğu bu sorun (Almanya) bizatihi Avrupa Birliği'nin varlık nedeni olmuştur.
baha.erbas@usasabah.com