1870 Sedan Muharebesi'nde Prusya Şansölyesi Bismarck'ın Paris'e girdiği ve III. Napolyon'un teslim ve esir olduğu günden bu yana Fransa'nın Almanya'ya karşı ne kompleksi ne de korkusu bitmemiştir. El'an da bu böyledir.
Alsace-Lorraine Almanlara geçmiş, Avrupa'nın tarihinde çok uzun yüzyıllardan sonra yeni bir sayfa açılmış ve Almanya, birliğini o gün kurmuştur. Sedan Muharebesi'nden sonra Avrupa'nın girdiği süreç şüphesiz hem I. hem de II. Dünya Savaşı'nın asıl sebebidir. Avrupa İttifaklar Sistemi altüst olmuş, kıtada Almanya isminde yeni bir güç doğmuş bu ise Manş'ın ötesinde İngiltere, kıta içinde Fransa ve ötesinde Rusya'nın olduğu kadim güçler dengesini bozmuş ve dahi bu durum jeopolitik konumu dolayısıyla en çok Fransa'yı rahatsız ve tedirgin etmiştir.
Almanya daha birliğini tamamladığı 1870'ler kapanmadan hem üretimi hem ekonomik gücü ile tarihte ilk defa Fransa'yı geride bırakmış fakat böyle olsa da birliğini 1870 gibi çok geç bir tarihte tamamlaması, kıta ötesi sömürge savaşlarında Almanya'yı dezavantajlı bir konuma itmiştir. Almanya, birliğini tamamladığında Afrika ve Asya'daki sömürgeler çoktan diğer büyük güçler arasında paylaşılmış, herkes haritasını çizmişti.
Cambridge Üniversitesi'nden ünlü İngiliz tarihçi David Kenneth Fieldhouse, Colonial Empires: A Comparative Survey from the Eighteenth Century adlı eserinde dünya karalarının 1800'de % 35'inin, Almanya'nın birliğini tamamladığı 1870'in başında %67'sinin, I.Dünya Savaşı öncesi 1913'te ise %83'ünün Avrupalı güçlerin kontrol ve denetiminde olduğundan bahseder. Böyle uluslararası bir ortamda Almanya'nın istediği konuma yükselebilmesi şüphesiz İngiltere ve daha da çok Fransa'nın geri adım atmasını tabii bir sonuç olarak getirecektir ve Fransa bunun farkında olmanın verdiği telaşın içine girmiştir ta 1870'den bu yana.
Almanya'nın kabına sığmaması, her 2 dünya savaşına da hem neden olmuş hem de o tarihten sonra büyük bir uluslararası düzen ve denge kurulana kadar Avrupa Haritası'nı değiştirmiştir. Bu ise o günden sonraki 70-75 yılda harp tarihinin en çok kanının Avrupa'da akmasına bedel olmuştur. Fakat o günden sonra Avrupa Tarihi için de yeni bir ön şart oluşmuştur ki; Almanya'sız bir Avrupa ya da savaşsız bir Almanya olmaz!
Almanya o günden sonra hep bu maksimalist hırsı ile etrafına bakmış, ve saldıracak fırsatı hep aramıştır. Her zaman Avrupa haritasını değiştirecek savaşlar arzulamıştır. Bu hırsı Almanya'yı büyük güçler arasında ekonomik ve sınai kompleks bakımından bir yıldıza dönüştürmüş, daha 1890 gibi bir tarihte hem kömür tüketimi, hem de demir-çelik üretimi Fransa'yı ve mukayese edilemeyecek derecede Rusya'yı geçmiştir. Paul Bairoch'a göre daha 1928 gibi bir tarihe gelindiğinde toplam sanayi potansiyelleri bakımından kara Avrupa'sında şöyle acı bir manzara vardır: Fransa+Rusya=Almanya.
II. Dünya Savaşı'nda Amerika 1942'de savaşa katılana kadar İngiltere, Fransa ve Rusya, Almanya'yı durduramamıştır.1942'de Doğu Cephesi'nde 1 Alman askerinin 4,5 Rus askerini öldürerek Stalingrad önlerine kadar geldiğini rakamları ile John Keegan anlatır. Avrupa'nın Almanya karşısındaki kaderini Amerika değiştirmiştir. Almanya 1945'te teslim olduğunda ardında Paris'ten Stalingrad'a kadar yıkılmış yüzlerce şehir ve başkent bıraktı.
baha.erbas@usasabah.com