Türkiye-Suriye sınırı 900 küsür kilometrelik bir koridor. Bu hattın Türkiye tarafına en yakın noktası Afrin.
Afrin'in haritada bir Suriye'den Türkiye topraklarının içine doğru yönelen bir konumu var.
Bu konumlanma Afrin'in stratejik önemini gösteriyor.
Bitişiğinde Azez-Cerablus hattı var ki, bu koridor Türkiye'nin kontrolünde.
Güney bitişiği ise İdlib ve Halep'e açılıyor.
Afrin'in stratejik önemi de burada saklı.
Öncelikle Azez-Cerablus'un güvenliğine bakalım.
Afrin PKK teröristlerinin elinde kaldığı sürece, Azez'deki koridor tehdit altında olacak.
Bu hat 2016 Ağustos ayında başlatılan Fırat Kalkanı harekatıyla özgürleştirilmişti ve o tarihten itibaren Afrin'den PKK teröristleri sık sık Azez'e saldırılar gerçekleştirdi.
Eğer Afrin temizlenmezse Azez'e yönelik saldırılar durdurulamaz bu da Azez'le başlayıp, Cerablus'a uzanan güvenli bölgenin geleceğini riske sokar.
İkinci önemli mesele Afrin'in güneyiyle ilgili.
PKK teröristlerinin en büyük amacı Azez-Cerablus'u alıp, Cerablus'un doğusunda Telabyad-Kobani'yi birleştirmekti. Böylece sınırda çizgi şeklindeki puzzle tamamlanmış olacaktı.
Fırat Kalkanı bunu engelledi.
B planı ise Afrin'i güneyden İdlib'e bağlamaktı.
Türkiye 8 Ekim 2017'de Fırat Kalkanından sonra ikinci Suriye harekatı olan İdlib operasyonunu başlattı ve Afrin'deki PKK teröristlerinin İdlib'e girmelerinin önü kesildi.
Azez-Cerablus ve İdlib'teki unsurlarımızla durdurduğumuz PKK teröristlerinin bu bölgelere sızma olasılığı her zaman için açıktı.
Burada önemli olan ilk aşama terör örgütünün önüne set çekmekti. Bu engelleme başarıyla tamamlandı.
Ancak bir de Türkiye'nin sorunu kaynağında çözme politikası var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı harekatı başladığı dönemde Türkiye'nin PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadelede oluşturduğu yeni dönemi, sorunu kaynağında çözüp, terörü ortadan kaldırmaya ilişkin bir güvenlik doktrininden bahsetmişti.
İşte Afrin operasyonu bu yeni güvenlik doktrinin bir gereğidir.
Dünden düşünülüp, bugüne kararı verilmiş bir operasyon değildir.
Hazırlık safhası 2016 Ağustos'undan itibaren devam eden ve son şekli İdlib operasyonuyla çizilen, önemli bir güvenlik zincirinin en stratejik halkasıdır.
Biz yıllarca terör örgütünü engelleme aşamalarıyla boşa vakit geçirdik.
Şöyle ki biz engelledikçe birileri beslemeye devam etti ve her seferinde başladığımız noktaya geri döndük.
Fırat Kalkanı başladığı süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan bu duruma özellikle dikkat çekmişti.
"2016 yılında 1923'ün psikolojisiyle hareket edemeyiz. Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz, bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz, artık sorunların üzerine biz gideceğiz" demişti.