Amerika Başkanı Donald Trump, PKK-PYD terör örgütüne artık silah vermeyecek.
Türkiye ile işbirliğine devam edecek.
Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı telefon görüşmesinde verdiği mesajlar çok açıktı.
Peki bu adım neden atıldı?
Türkiye-Rusya yakınlaşması o adımın nedenlerinden biri olabilir.
Soçi'de bir zirve yapıldı. Suriye krizinin çözümüne yönelik önemli kararlar alındı.
Zirvedeki tek kriz başlığı PKK-PYD terör örgütüydü.
Türkiye'nin kırmızı çizgisine Rusya'nın bakışı biraz daha farklı.
Türkiye-Rusya yakınlaşmasının üzerinde bir PYD gölgesi dolaşırken, Trump PYD'ye desteği çekme emri vererek, Türkiye'ye "benden fazla uzaklaşma, yanındayım" gibi bir mesaj verdi.
Türkiye-Rusya yakınlaşması ABD'nin rahatsız olduğu bir konu.
Bu yakınlaşmanın içeriğinde hem Suriye hem S400 anlaşması var. Ve ikisinde de ABD'ye yer yok.
Trump Suriye ve S400 konularına alternatif sunmak adına Türkiye ile yeni bir süreç başlatmanın planları içerisinde olabilir.
ABD Başkanı Trump'a yönelik bir soruşturma yürütülüyor.
Soruşturma başlıkları Türkiye ve Rusya ilişkileri.
Soruşturmayı yürüten isim FBI'ın eski direktörü Robert Mueller.
Mueller'in elinde de önemli bir figür var, Trump'ın eski ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn.
Donald Trump'ın bu soruşturma sürecinde Türkiye'ye PYD üzerinden yaklaşması, bir destek arayışı içerisinde olduğu şeklinde yorumlanabilir.
ABD bundan böyle PYD teröristlerine silah vermeyecek.
Peki bundan önce verdikleri ne olacak?
Şu bir gerçek ki Obama geçen yıl giderayak PYD terör örgütüne DEAŞ ile mücadele bahanesiyle silah yardımı yapma kararı almıştı.
Trump göreve geldikten sonra Obama'nın o kararı hayata geçirildi ve yüzlerce tır dolusu silah teröristlere gitti.
Tabi burada şunu da unutmamak gerek, Obama döneminde bu karar alınmadan önce de PYD'ye silah veriliyordu.
Şu an Suriye'de DEAŞ bitti, DEAŞ ile mücadele diye bir şey kalmadı.
ABD PYD işbirliğini bu yalan üzerinden artık sürdüremez.
O nedenle artık DEAŞ ile mücadele bahanesiyle PYD'ye silah veremez.
Asıl önemli olan bundan önce verilen silahların geri alınacağı sözünün yerine getirilmesi.
ABD askerleri, Suriye'de PYD işgalindeki bölgelerde cirit atıyor, çok sayıda üsleri var. Ve yeni Amerikan askerlerinin de Suriye'ye gönderileceği konuşuluyor. Bu durumda ABD, PYD'ye yeni süreçte çok fazla ihtiyaç duymayabilir.
Bu ihtimal yasa dışı referandum sonrası Barzani'nin başına gelenleri de hatırlatmıyor değil. Şu an Amerika'da yapılan yorumlardan biri de Kürtlerin yine ortada bırakıldığı şeklinde. 70'li yıllarda olmuştu, Kuzey Irak'ta bugün yine oldu ve Suriye'de de bu kez PYD üzerinden ABD'nin yine aynı şeyi yaptığı, bunları ortada bıraktığı konuşuluyor.
Kaldı ki ABD'nin Şam'daki son büyükelçisi Robert Ford başta olmak üzere bir çok üst düzey yetkili ABD'nin işi bittikten sonra PYD'yi yalnız bırakacağını söylüyordu.
Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmeyi yorumlayan Independent muhabiri Robert Fisk de "Amerika'nın PYD'yi terk ediyor" dedi.
Neticede ABD'nin PYD konusundaki tavrının en azından bundan sonra eskisi gibi olmayacağına dair önemli bir veri var elimizde.
Silahları geri almasalar da bundan sonra PYD'yi defterden sildiklerini söylüyorlar.
Tabi ki verilen bu sözün yerine getirilip getirilmeyeceğini görmemiz lazım. Peki sözler karşılıksız çıkarsa ne olur?
Türkiye son 1,5 yıldır dış politikasına ABD'yi bulaştırmıyor.
Onlar müttefik olarak PYD'yi seçmişlerdi, Türkiye ise başının çaresine bakmasını çok iyi başarabiliyor. Bunu dün Fırat Kalkanı ile gördük bugün de İdlib'te görüyoruz.
O nedenle Trump'ın verdiği bu sözler boş çıksa, ABD PYD terör örgütünü silahlandırmaya devam etse de Türkiye yine yapacağından şaşmayacak.
Söz tutulursa, ABD-Türkiye ilişkilerinin selameti açısından önemli bir artı kazanılmış olur.
Tutulmazsa Türkiye bu süreçte kaybeden olmaz, ABD'siz yoluna devam eder.