1 Mayıs provokatörleri işbaşındaydı. "İstanbul'da polis şiddeti" manşeti atanlar, kendi ülkelerindeki Hamburg olaylarını, yanı başlarında yanan Milano'yu görmezden geldi.
Gezi'den itibaren hala aynı taktiği uyguluyorlar. Müdahale eden polis fotoğrafının yanına mağdur görünümlü bir militan karesi sığıştırıp, Türkiye'yi karalıyorlar.
Bunu yapan Batı Medyası, en çok da CNN ile Alman gazeteleri. Bizi kandıramıyorlar ama kendi ülkelerinde apayrı bir Türkiye algısı oluşturuyorlar.
2013'te bizde Gezi olayları oldu onlarda Hamburg, Alman polisi işi olağanüstü hale kadar götürdü. 2014'de bu kez Amerika karıştı, polis siyahileri katletti, Ferguson'da patlak veren ve içerisinde cinayet, sivillere şiddet, gazetecilere tutuklama gibi suçlar barındıran eylem zinciri geçen hafta Baltimore olayları ile doruğa çıktı.
Ve son 1 Mayıs. 30 Nisan gecesinden itibaren yoğun bir provokasyon havası estirdiler. 1 Mayıs sabahının ilk saatlerinden itibaren Reuters, Taksim'den sürekli görüntü geçmeye başladı. Alman Bild gazetesi "Taksim'de polis şiddeti" manşetini gün boyu kaldırmadı.
Neyse ki Taksim'de ya da Beşiktaş'ta çok da istenmedik olaylar meydana gelmedi. Olup biten her şey, devletin kutlama alanı için adres gösterdiği meydanlara değil de inadına kamu düzenini bozmak adına "Taksim" diye tutturan eylemcilerin yasa dışı gösterilerinin önüne geçmekten ibaretti yani kuralları korumak.
Almanlar böyle görmedi bunu, oysa aynı gün aynı saatlerde Berlin, Frankfurt ve Hamburg kaynıyordu. Tek satır yoktu manşetlerde.
İtalya'nın Milano kenti tam 3 gündür çatışmalara sahne oluyor. 20 bin kişi, "ekonomik kriz varken EXPO fuarı da neymiş, biz işsiziz, önce bize iş bulun" diye haykırıyor, İşçi Bayramında. İtalyan polisi ise onları susturmak için saldırıya geçiyor sonra Milano şehri savaş alanına dönüyor. Hani uluslararası haber ajansları, televizyonlar ve gazetelerde Milano haberleri.
Bugün manzara böyleydi ama geçen yılı da dünmüş gibi hatırlıyoruz. Berlin'deki 1 Mayıs kutlamalarında Alman polisinin, göstericileri metronun içerisinde sıkıştırıp, kapalı istasyona gaz bombası attığı görüntüler hala hafızalarımızda, unutanlar için ise arşivlerde.
Belli ki Batı medyasının bu yalan propagandası daha bitmeyecek, 2013'den itibaren tüm hızıyla devam ediyor ve edecek.
Kendimi onların yerine koyuyorum da haklı sebepleri var aslında. Türkiye'deki gelişmeler onlar için ciddi anlamda ürkütücü. Düşünsenize İtalya'da ekonomik kriz var, sokaklar yakılıyor. Amerika'da polis şiddeti var, sokaklar yakılıyor.
Türkiye için daha yakın coğrafyaya bakalım. Yunanistan'ın kasası bomboş, sokakları karışık. Ukrayna'da hem para yok hem iç savaş var, Ruslar öyle. Irak, Suriye, Yemen'den tutun da Kuzey Afrika'nın en ucuna kadar tüm bölge karışık.
Bu korkunç manzaranın ortasında dimdik ayakta olan bir Türkiye var. İşte saldırının nedeni de burada.
A Haber'de yayınlanan ve tüm bu yazdıklarımızın sebeplerini ince ayrıntılarıyla anlatan Üst Akıl Belgeseli CNN International'ı ciddi şekilde rahatsız etmişti. O belgesel İsrail'in de canını sıktı, geçtiğimiz Cumartesi günü İsrail medyası, gerçeklerin anlatıldığı belgesele hem yazılı hem de görsel yayınlarla cevaplar vermeye çalıştı.
Anlaşılıyor ki istikamet doğru, Türkiye'de olup biteni anlattığımızda Amerika'dan, İsrail'den anında ses geliyorsa belli ki Türkiye onların canını iyice sıkıyor.