Dünyanın efendileri şu sıralar üçüncü bir dünya savaşının patlak vermesi için yırtınıyorlar. Çünkü silah, para, güç ve kan denklemi arasında sıkışmış durumdalar...
Kimler mi bunlar?
Dünya savaşını kazanan büyük devletler: Amerika, İngiltere, Fransa ve Rusya.
Birer aksesuar konumunda olan diğer bütün küçük ülkeler ise gelişmeleri yalnızca izlemekle yetiniyorlar... (Elbette ki Osmanlı'nın mirasçısı, "Büyük Türkiye" bu kategoriye girmiyor!)
Şu ana kadar Üçüncü Paylaşım Savaşı'nın çıkmasını önleyen süper güçlerin karşılıklı nükleer silah dengesidir...
Peki bu denge stratejisi devam edecek midir?
Buna en güzel yanıtı Erkin Koray vermiş: "Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah!"
Gelin birkaç şeyin altını çizelim, birkaç da soru soralım.
Suriye'de geçen hafta Şam rejimi tarafından kimyasal silah kullanıldığı iddia ediliyor. Kullanıldığına dair kanıtlar var olmasına var da gerçek fail kimdir acaba?
(Yoksa, "karıştır, savaştır ve ham yap!" politikasını uygulayan İsrail mi?)
Hatırlarsanız 2013 yılında, Birleşmiş Milletler, Şam rejimine ait bütün kimyasal silahları imha ettiğini açıklamıştı...
Eğer Duma'daki olayın faili Şam rejimi ise o zaman BM, yalan söyleyerek bütün dünyayı kandırmış olmuyor mu? Ayrıca böyle bir şey BM'yi bu suça ortak yapmaz mı?
Yok, eğer Suriye'deki tüm kimyasal silahlar imha edilmişse o zaman bu silahlar uzaydan mı geldi?
İşin tuhafı, Şam rejiminin kimyasal silahlarını yok eden Batı, nasıl oluyor da her seferinde rejimin kimyasal silah kullandığını iddia edebiliyor?
Cevap verin!
Yoksa işin içinde bir oyun mu var?
Yoksa Batı'nın asıl amacı bu kargaşadan bir PKK/YPG devleti mi koparmak?
Tüm bu kafa karıştırıcı hadiseler, Suriye'de işlerin daha da karışacağı ve içinden çıkılmaz bir hal alacağına işaret ediyor...
Hasılı, bu bir savaş suçudur!
"Bir an önce BM bu suçun faillerini derdest edip Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim etmelidir" diye saftiriklik edecek değilim, fakat BM bu olayda bile işe yaramayacaksa ne zaman işe yarayacak?
***
Trump ve Amerika
Yalpalarıyla meşhur Trump Efendi, şu sıralar Şam rejimine (siz İran ve Rusya olarak okuyunuz), "oğlum bak git" deyip duruyor...
Kendisini Esed'e yönelik etkili bir operasyon yapacak gibi pazarlıyor. Yerseniz...
Trump, önce "Suriye'den çıkıyoruz" dedi. Sonra tükürdüğünü yalayıp tornistan yaptı. Ardından "Suriye'de kimyasal silah kullanıldı" iddiasına sazan gibi atladı. Daha sonra da İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları karşısında tereddüde düştü...
Bu noktada, Amerikan yönetimi üzerinde etkili olan Yahudi lobilerinin de Trump'ı savaşa zorladığını göz ardı etmeyelim...
Trump'ın yalpalarına bir başka örnek de, Çin'e karşı açtığı ticari savaştır.
Trump, Pekin yönetiminin verdiği sert yanıt karşısında gene tornistan yaptı: "Ticaret tartışmasında ne yaşanırsa yaşansın Çin'le her zaman dost olacaklarını" birdenbire yumurtlayıverdi.
Galiba Trump Efendi attığı tweetlerle dünyayı yönetebileceğini düşünüyor...
Netice itibariyle, Amerika Rusya karşısında gene su koyuverecektir.
Daha doğrusu, Trump, Putin'e boyun eğecektir. Trump, Putin'in hangi manevrasına boyun eğmedi ki?
Bütün bu davulcu yellenmeleri de havaya karışıp buhar olacak vesselam.
***
Katar
Katar Emir'i bu hafta Beyaz Saray'da ağırlandı. Silah alışverişi için herhalde... İki hafta kadar önce de Moskova'daydı. S-400 savunma sistemini satın almak için...
Hazindir, Suudiler Katar'a hayatı dar etmeye çalışıyorlar... Düşünebiliyor musunuz, adamlar Katar'ı karadan koparacak, ada yapacak bir kanal projesi üzerinde çalışıyorlar...
***
Bahreyn
Bahreyn yönetimi memleketinde 80 milyar varillik petrol bulunduğunu açıkladı. Bu rakam, Rusya'nın bütün petrolüne denk!
Tesadüf bu ya(!) İngiltere de Ortadoğu'daki ilk deniz üssünü Bahreyn'de açıyor. Bahreyn'de ayrıca Amerikan Donanması bulunuyor. Anlayacağınız petrol nerede herifler orada...
Görünüşte Amerika ve İngiltere bunu Katar ve İran'a dönük olası operasyonlarda avantaj sağlamak için yapıyor... Bu arada Bahreyn'in yüzde 70 Şii!.. Artık ne anladınızsa...
***
Türkiye
Biz bir yandan Suriye'de (Ortadoğu'da) operasyonlarımızı derinleştiriyoruz. Bir yandan da Kafkasya'da yeni yeni atılımlar yapıyoruz...
Evet, geçen hafta Gürcistan ve Azerbaycan ile stratejik iş birliği anlaşması imzaladık. Böylece bu ülkelerle ilişkilerimizi askeri boyutlara taşıdık...
Çünkü bu anlaşma Gürcistan ve Azerbaycan'a silah satışı yapmamıza ve askeri eğitim vermemize olanak sağlıyor...
Özcesi, bilimde, teknolojide ve sanayileşmede hız kesmeden yolumuza devam ediyoruz...
Zira şu kuralı çok iyi biliyoruz: Ya teknolojik gelişmelere uyarsın, ya da yok olursun. Başka deyişle, sona kalırsan dona kalırsın!...