Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

23 Mart 2018, Cuma

Ve Reis Osmanlı tokadını çaktı!

Artık Batı karşısında ezilip büzülmek ve ağlaşmak yok.

Artık "bizden adam olmaz" yerinmesi yok.

Peki ne var?

Artık Avrupa'ya kafa tutabilen, Amerika'ya posta koyabilen ve İsrail'e "kes lan" diyebilen bir Türkiye var.

Artık başını dik tutabilen bir Türkiye var.

Artık zalimlerle savaşabilen ve mazlumları kucaklayabilen bir Türkiye var...

Anlayacağınız doğru yoldayız. Memlekette hayırlı, çok hayırlı işler olmaktadır...

***

Gelelim Osmanlı tokadı meselesine...

Trump "Zeytin Dalı Operasyonu" başladığında Erdoğan'ı telefonla arayarak "şu işi sınırlı tutun" demişti.

Ama Erdoğan bunu kabul etmemişti.

Zira Erdoğan'ın, salt "terörist temizliğinden" öte, başka projeleri de vardı...

Mesela, Amerika'ya, YPG'yi desteklemenin bir bedeli olduğunu göstermek istiyordu.

Hadi daha açık söyleyelim, Amerikalılara bir "Osmanlı tokadı" çakmak istiyordu. Nitekim öyle de oldu...

Erdoğan elindeki kartları çok ustalıkla oynuyordu, Amerikalılara şöyle diyordu: "Şu sıralar Ruslarla hem iç siyasette hem de dış siyasette başınız zaten dertte. Bari bu mevzuda bizimle boğuşmayın! Yoksa bizim gibi bir müttefiki fiilen kaybedeceksiniz!"...

Evet, Reis Washington'daki kaosu çok güzel okumuştu ve bunun Kuzey Suriye'de Amerika'nın elini kolunu bağlayacağını anlamıştı... Hakikaten de öyle oldu.

Erdoğan güttüğü bu denge stratejisiyle Amerika'yı hizaya getirdi...

Amerikalılar, YPG'li kankalarına yardım edemediler. Türkiye'nin Afrin'e müdahalesine engel olamadılar...

Coniler öyle de okkanın altına, böyle de okkanın altına girmek durumunda kaldılar. Rezil kepaze oldular...

Bu o kadar böyledir ki, Trump, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'u Türkiye'nin Afrin zaferinden hemen önce görevden almak zorunda kaldı. Onu günah keçisi olarak ilan etti. Afrin zaferinin faturasını ona kesti...

Çünkü Tillerson ve CIA, Esad'a karşı bizi ve ÖSO'yu (yani muhalifleri) destekliyordu...

Öte yandan, daha önce PYD konusunda birtakım yanlış işlere imza atan Rusya, bizimle ilişkilerini daha da güçlendirmek için Afrin operasyonunda yanımızda saf tuttu... Bu da Erdoğan'ın kartları ne kadar başarılı oynadığının başka bir kanıtıdır...

Diğer yandan, İran ve Şam rejimi bizim Afrin'e girmemizden hiç ama hiç haz etmiyorlardı. Ancak bunun Doğu Guta'daki kazanımları pekiştireceğini gördüler ve pek fazla ses çıkarmadılar...

Netice itibariyle, 2012'den bu yana Afrin'in kontrolünü ellerinde tutan YPG'li teröristler hak ettikleri yere yani cehennemin dibine "kahraman ordumuz" tarafından gönderildiler. Darısı diğer kantonların başına...

SON DAKİKA