Açık söylemek gerekirse, bazılarımız Avrupa Birliği mevzusuna yalnızca "kefere para verecek" umuduyla yaklaşıyor...
Galiba haklılar da...
Uzatmayalım...
İmdi, Afrin'de 100 binden fazla sığınmacının yaşayabileceği bir "mülteci kampı" inşa edeceğiz... Hatta bunun için mülteciler büyük gruplar halinde Afrin'e taşınmaya başlandı bile.
Elbette ki bunun bir mali sorumluluğu olacaktır.
Ama bizim açımızdan ıkıntı ve sıkıntı yok. Zira Reis bunun külfetini AB'nin üzerine yıktı...
Anlayacağınız Erdoğan faturayı kefereye keserek hesabı onlara gömmüş oldu.
Helal olsun!
Evet, Avrupa Birliği Komisyonu birkaç gün önce, mülteciler için bize 3 milyar avro vereceğini açıkladı. Daha doğrusu açıklamak zorunda kaldı...
(Bu açıklamanın Afrin zaferine denk düşmesi gerçekten çok manidar!)
Böylece Batılılar Afrin'de kurulacak "mülteci kampı" için ihtiyaç duyulan parayı tekeffül etmiş oldular. Daha da önemlisi Afrin'de kalmamız için bize yeşil ışık yakmış oldular.
Bu adımın tercümesi: "Afrin'de doğru bir iş yapıyorsunuz, arkanızdayız" demektir...
İşe bak, herifler kendilerine kafa tutan, Ortadoğu'da kendi başına at koşturmaya kalkan ve AB'ye alternatif arayan bir Türkiye'yi desteklemek mecburiyetinde kaldılar...
Bu, kaderin bir cilvesi olsa gerek!
Haliyle bu merhalede "AB mevzusu bizim için kapanmıştır, vazgeçtik, girmiyoruz ulan" restiyle köprüleri atmanın bir gereği yok.
Kavradığın memeyi sağabildiğin kadar sağacaksın arkadaş!
Akıl da, mantık da, çıkar da bunu gerektiriyor. Nokta.
***
Zafer Türkiyeli bir ustadır!
Biz, bir cihan imparatorluğunu ve beş milyon kilometrekare gibi muazzam bir toprağı elinden çıkarmış bir milletiz.
Halkımız yüz yıl sonra bile Osmanlıdır!
Ülkemiz bir asır sonra bile Osmanlı'nın mirasçısıdır!
Geçmişimiz zaferlerle doludur!
Hamdolsun, Afrin zaferi de, Afrin'in fatihi Erdoğan da şanlı tarihimizdeki yerini almıştır...
Birileri çatır çatır çatlasa da...
Birileri patır patır patlasa da...
Kaybedilmiş toprakların hiç olmazsa küçük bir kısmını geri almamız bizde müthiş bir doping etkisi yapıyor. Kıbrıs ve Afrin gibi... (Ama tabii, kimsenin toprağında gözümüz falan yok!)
Ezcümle, geçmişte muzafferdik, şimdi de muzafferiz, Allah'ın izniyle, gelecekte de muzaffer olmaya devam edeceğiz...