Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

07 Nisan 2017, Cuma

Özal "evet" dedi ve mis gibi kebabı kaptı

Rahmetli Özal arkadaşlarıyla beraber Amerika'ya ilk defa gitmek için uçağa biner. Arkadaşları arasında doğru düzgün İngilizce bilen yoktur. Hostes yabancıdır ve İngilizce konuşmaktadır. Hostes, Özal'ın yanına gelir İngilizce bir şeyler mırıldanır. Özal başını sallayarak "yes" der. Sonra hostes Özal'ın arkadaşlarının yanına gidip aynı şeyleri söyler.

Arkadaşları hostesin dediklerinden bir şey anlamadıkları için ne olur ne olmaz diye "no" derler. Bir süre sonra arkadaşlarının şaşkın bakışları arasında Özal'a mükellef bir sofra gelir. Özal mis gibi kebaba yumulur. Arkadaşları da avuçlarını yalamak zorunda kalır.

Türkiye gibi bir ülkede "evet" demek için binlerce neden olsa da bazen kişi kendisini kararsızlar arasında bulabilir. İşte böyle bir durumda kişi Özal'ı örnek alıp "evet" demelidir. Olumlu adım atmayı, pozitif enerji yaymayı tercih etmelidir. Yoksa Özal'ın arkadaşlarının düştüğü pozisyona düşme riski var.

Uçurtma

Geçen gün koca bebekler Mamak'ta uçurtma uçurmuşlar. Yok, vallahi şaka yapmıyorum.

Bunlar "hayır" uçurtmalarıymış. Uçurtmaların üzerine "hayır" yazarak referandumdan "hayır" çıkması dileğiyle yapmışlar bu etkinliği...

Mum yakarak, çaput bağlayarak, balon uçurarak dilek dilemeyi işitmiştik de uçurtma uçurarak dilek dilemeyi bilmiyorduk...

Uçurtmayı kim mi uçurmuş?

"Mamak Haziran Meclisi" uçurmuş. Meğerse memlekette böyle bir meclis varmış, haberimiz yoktu. Peki niçin Haziran? İşte orası belli değil. Peki bunun Temmuz'u, Ağustos'u, Eylül'ü var mı? Bilmiyoruz. Bildirirlerse seviniriz.

Anlaşılan bunlar Selocan'ın TBMM'ye alternatif olacak Türkiye genelinde yerel meclisler kuralım çağrısına icabet etmişler.

Arkadaşlar çok tehlikeli sularda yüzüyorsunuz, yanlış ovada avlanıyorsunuz. Yediğiniz bu naneyle "Anayasal düzeni tağyir, tebdil ve ilga" gibi cezası müebbet olan bir suçu işliyorsunuz. Sonra bir daha güneşin altında uçurtma falan uçuramazsınız! Benden söylemesi...

Gericilik muhabbeti

Geçenlerde saçı başı ağarmış beş altı tane Tekirdağlı amca bir kafede oturmuş referandum hakkında muhabbete dalmışlar. Lafı allem etmişler kallem etmişler gericiliğe getirmişler.

Kendi kavillerince referandumda "evet" demeyi gericiliğe, yobazlığa; "hayır" demeyi ise çağdaşlığa, moderniteye, ilericiliğe yormuşlar...

Gelin bu amcacıkların güya ilericilik kokan söylemlerine odaklanalım.

Demişler ki: "Bu Cumhuriyet yaşayacak... Trakya insanı çağdaştır, Avrupa'ya da yakındır. Sadece coğrafi olarak değil, tarz olarak da... Tekirdağ'a sanayi refah getirmedi... O yüzden biz hayır diyeceğiz..."

Acaba doğru söylüyorlar mı? Beraber bakalım:

"Bu Cumhuriyet yaşayacak..."

Allah aşkına "evet" diyenler padişahlık mı istiyorlar ki, sizler bu temcit pilavını ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyorsunuz. Maşallah cehaletiniz paçalarınızdan akıyor!

Şunu belleğinize kazıyın artık: Referandumda Cumhuriyet rejimi oylanmayacak. Cumhuriyet rejimi içerisinde "zayıf yönetim sistemi" olan Parlamenter sistem ile "güçlü yönetim sistemi" olan başkanlık sistemi oylanacak.

Olayın cumhuriyetle yakından uzaktan bir ilgisi yok.

Ulan biz bu gerçeği söylemekten usandık onlar bu balonu uçurmaktan bıkmadılar...

Parlamenter sistem hayal kırıklığıdır!

Maşallah o pek değerli "parlamenter sistem" bizlere 1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat gibi başarılı (!) darbeleri ve 17-25 Aralık, Gezi kalkışması, 27 Nisan e-muhtırası ve 15 Temmuz gibi başarısız darbe girişimlerini hediye etmiştir.

Demek ki, parlamenter sistem darbeleri ve muhtıraları yeşerten, besleyen ve büyüten bir sistemdir!

Ayrıca CHP parlamenter sistemle ülkemizi 20 yıl boyunca kesintisiz tek parti diktasıyla yönetmiştir. Demek ki asıl diktatörlük cuntacıların çıkmasına olanak sunan bu sistemde vardır. Açıkçası asker cumhurbaşkanları bu sistem sayesinde o makama çıkmışlardır...

Eğer Almanya yenilmeseydi CHP, memleketi günümüze kadar tek parti diktasıyla yönetecekti!

Demokrasi, ülkemize Almanya'nın "2. Paylaşım Savaşı"nda yenilmesiyle, İngiltere ve ABD'nin baskısıyla 1945 yılında (geri) gelmiştir. Yoksa diktatör İsmet'in gönül rızasıyla çok partili yaşama geçilmemiştir. Dolayısıyla İnönü memleketimize demokrasiyi getiren kahraman falan değildir...

"Trakya insanı çağdaştır, Avrupa'ya da yakındır. Sadece coğrafi olarak değil, tarz olarak da..."

Mademki Avrupa'ya yakınsınız o zaman Avrupa'nın yaptığını yapın bari.

Parlamenter sistemi kopyaladığımız Fransa bile ülkenin kalkınmasının önünde "takoz işlevi" gören ve "güçlü liderin" çıkmasına imkan vermeyen bu sistemi 1958 yılında çöpe atmış ve yarı başkanlık sistemine geçmiştir...

Açıkçası yılların oluşturduğu politik birikim ve deneyimlerle hazırlanan cumhurbaşkanlığı sistemi parlamenter sisteme göre daha çağdaş ve moderndir.

Ayrıca bu memlekette kimse kimsenin yaşam tarzına müdahale etmiyor, etmeyecektir de. Anayasa değişikliği ile ilgili 18 maddenin hiç birinde bununla ilgili en ufak bir şey yoktur. Maşallah yalandan öleceksiniz!

"Tekirdağ'a sanayi refah getirmedi..."

İşte bu kafa, memleketin her yanını "Köy Enstitüleri" ve "Köy Kentler"le donatalım da köylü hep köyünde kalsın, kente gelip huzurumuzu bozmasın kafasıdır.

Sanayiye ve kalkınmaya ölümüne düşman olan gene bu kafadır.

Kısaca bu kafa ekonomiden çakmadığı için memleketi batırmış olan İsmetçi kafadır.

Türkiye'nin kalkınmaya dönük başarılı hamlelerini hep sağcı liderler gerçekleştirmiştir.

Menderes, Demirel, Özal, Erbakan ve Erdoğan...

İşte bu Tekirdağlı amcalar da tıpkı babaları gibi sanayiye karşıdırlar. Halbuki iktidar, Tekirdağ'ın zenginleşmesi ve diğer kentlere oranla daha çabuk refah seviyesine yükselmesi için sanayi elbisesini bu kente giydirmeye çalışmaktadır. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

Elbette ki, bu durumdan halkın çoğunluğu memnunken bir kaç karta kaçmış budalanın memnuniyetsizliğinin bir önemi yok.

Almanya'da bazen güzel şeyler de oluyor!

Almanya'da Cansu Özdemir adında Sol Parti (Die Linke) milletvekili var. Bu kadın halis muhlis PKK'lı. Nereden mi biliyoruz? Alman Alternatif Partisi bu yönde soru önergesi verdi de ondan. Bu terörist bozuntusu MİT'i dolayısıyla Türkiye'yi suçlayıp duruyor. Ama işe yaramadığını görünce de fena halde bozuluyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel bu teröriste "PKK'lı olduğunuzu bilerek buraya çağırdık. PKK'nin bir 'terör örgütü' olduğunu ve terör örgütleri listesinde kalacağını size hatırlatırız" diyerek ayağını denk almasını belirtmiş.

Gene bu kadının, Gabriel'e sorduğu "PYD ile YPG/YPJ bayraklarının Almanya'da neden yasaklandığı" sorusuna da Gabriel, "YPG/YPJ Almanya'da suç işledi de ondan" diye yanıt vermiş. Bunlar yetmez ama gene de güzel gelişmelerdir.

Önümüzdeki süreçte Gabriel'in öncülüğünde bu kadın hakkında terör örgütüne üyelikten ötürü soruşturma açılmasını, vekilliğinin düşürülmesini ve kodese tıkılmasını bekliyoruz.

Erdoğan, Barzani'ye bedeli ağır olur demekle neyi kastetti?

Irak anayasasına göre Kerkük'ün statüsünün referandumla belirlenmesi gerekiyor lakin bu iş 12 yıldır yapılamıyor ya da yapılmak istenmiyor. Çünkü Araplara oranla Kürtler azınlıkta. Olası bir referandumun sonucu hüsrandır. Bu durum Barzani'nin işine gelmiyor yani.

Irak yönetimiyle Barzani arasında Kerkük ve benzeri yerlerdeki kontrolün kime ait olacağı konusunda da ciddi sorunlar var.

Şimdiye kadar DAİŞ'le mücadele yüzünden aralarındaki hoşnutsuzluğu sızdırmıyorlardı. Ama artık takke düştü kel göründü. Öyle ki, Irak ordusu Barzani güçlerine karşı "Haşdi Şabi" güçlerini bölgeye konuşlandırmış durumda.

Siz, Irak hükümetinin bayrak konusunda bize kafa tutmasına bakmayın. Kendileri bu anlaşmazlıkta neredeyse Barzani'yle çatışacaklar. Ama şimdilik pusuda bekliyorlar.

Öte yandan, Kerkük Eyalet Meclisi'nin kentte IKBY bayrağının asılmasıyla ilgili kararı yok hükmündedir. Zira bu karar Irak anayasasına aykırıdır. Buna göre referandum yapılması şarttır. (Referandumun sonucunu kabul edelim demiyorum! O zamanki çıkarlarımıza göre tavır takınırız.)

Kısaca bölgede DAİŞ tehdidi bitince Araplarla Barzani güçleri arasında savaş çıkabilir!

İşte Erdoğan'ın "bedelini ödersiniz" beyanı Irak yönetimiyle olacak muhtemel çatışmaya işaret ettiği gibi Barzani güçlerine TSK eliyle de ayar verilebileceğine işaret ediyor.

SON DAKİKA