Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

27 Mart 2017, Pazartesi

"Hayır" çıkması için ağaçlara çaput bağlayan çapulcular ve milletin antidepresan kullanması

Dün İstanbul ve İzmir'de bir takım CHP ve HDP'li baloncular LGBT renklerinden oluşan "balonları" uçurmuşlar.

Uçurdukları balonlarla milleti referandumda "hayır" demeye çağırmışlar.

Ardından da ağaçlara "hayır dilekleri" falan asmışlar...

Yok, vallahi mecaz falan yapmıyorum hepsi gerçek.

Dilek ağaçlarına çaput bağlayan "alıkları" çok görmüştük de ağaçlara "hayır dilekleri" asanları görmemiştik.

Dinimizde, İslam kültüründe ne dilek ağacı vardır ne de ağaca bir şeyler asarak ya da bağlayarak dilek dileme.

Yanlış olarak bazı bölgelerde ağaca, türbeye çaput bağlama gibi bazı gelenekler gelişse de bunun yanlışlığını aydın olan herkes bilir ve ilan eder.

Eee o zaman dilek dilemek ne iştir? Sizler ne ayaksınız? Neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Pardon ama kendisinin bile varlığından habersiz olan o ağaç mı sizin dileklerinizi işitip yerine getirecek?

Yanıtınız "evetse" ağaçların böyle bir gücünün olduğunu bilmiyorduk.

Yok eğer yanıtınız "biz bu tür atraksiyonlarla evrendeki ulu enerjiden" diliyoruz şeklinde ise o zaman durum farklı tabii.

Bir kere enerji Arapçada kudret (kuvvet) anlamına gelir ki Allah'ın bir (subuti) sıfatıdır. Her şeye gücü yeten anlamına gelen "Kadir" ismi bu sıfata dayanır...

Bu tür batıl ve hurafe kokan, dinin sınırlarını zorlayan tehlikeli işleri bırakmak lazım. Taleplerimizi doğrudan Allah'tan yani onun kudretinden istemek en doğrusu.

Tabii Allah, vatanının gerilemesini isteyen, ilerlemesinden ve gelişmesinden ödü patlayan bir güruhun bu yöndeki dualarını kabul eder mi bilmem...

Peki bu baloncuların dilekleri nelermiş?

"Demokrasi"... Başka? "Özgürlük"... Başka? "Barış"... Anlayacağınız akan suları durduran o büyülü ve çarpıcı kelimeler.

Ne diyelim, Allah ülkemizi CHP'nin demokrasi ve özgürlük anlayışından, HDP'nin barışından ve FETÖ'nün hizmetinden korusun...

Şimdi siz üzerinde hayır (bazılarında HDP) yazan binlerce balon uçurdunuz diye, dilek ağaçlarına "hayır"lı çaputlar astınız diye millet 16 Nisan'da "hayır" mı diyecek yani? Hadi gidin işinize...

Halkımızın çoğu antidepresan ilaç kullanıyormuş (!)

Muhalif medya sırf iktidara vurmak amacıyla Sağlık Bakanlığı'nın verilerini manşetlerine çarpıtarak taşımış. Böylece haber, haberin içeriğine göz atmayan kişilerin kafasında herkesin antidepresan ilaç kullandığı şekliyle yani o çarpık biçimiyle kalmış olacak... Referandum öncesi alın size on numara algı operasyonu...

Neymiş efendim milletimizin psikolojisi Erdoğan yüzünden bozulmuşmuş, halkımız mutlu değilmiş, bu dönemde antidepresan ilaç kullanımı tavan yapmışmış...

Oysa ki haberin içeriğinde her 10 kişiden yalnızca birinin antidepresan ilaç kullandığı anlatılıyor.

Eh, demek ki onda dokuzu da kullanmıyormuş!

Bu oran hoşunuza gitmiyor mu?

Baksana halkımızın yüzde doksanı sağlıklıymış, mutluymuş, psikolojisi düzgünmüş. Daha ne?

İsmet Paşa'nızın devrinde herkes rahatsızdı. Öyle ki, yediği haltlardan ötürü millet çıldırma noktasına gelmişti. Yurttaşlar arasında intihar etme oranı tavan yapmıştı. Üstelik milletin sağlığına kavuşmak için ne satın alabileceği bir ilaç vardı piyasada ne de o ilacı yurt dışından getirtecek parası...

Peki insanımız niye mutlu?

Bütün kötü koşullara, bütün haksızlıklara, bütün namussuzluklara rağmen Türkiye gelişiyor, Türkiye büyüyor, halkımızın refah seviyesi artıyor da ondan.

Açıkçası kayıt dışı ekonomiyle kişi başına düşen milli gelir yaklaşık 15 bin dolar civarına ulaşmış durumda. Halkımızın daha lüks yaşama arzusu engellenemiyor. Artık herkes dilediği gibi tüketim yapıyor...

Bu dönemde milyonlarca insan hayatında ilk defa uçağa bindi. Özel hastanelerde krallar gibi ağırlandı. Lüks otellerde tatil yapma imkanı buldu. Lüks arabalara bindi. Kira öder gibi düşük rakamlarla ev sahibi oldu., Metrobüsü, metroyu, Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Osman Gazi Köprüsü'nü, lüks yolları dilediği gibi kullanıyor.

Keza halkımız her mahallede bulunan çocuk parklarını, birçok yerdeki piknik alanlarını çok güzel değerlendiriyor. Gülüyor, söylüyor, paylaşıyor.

Bunun gibi saraylardan (kasırlardan) ya da köşklerden devşirme belediye tesislerine ailece gidip, dilediği gibi yiyip içiyor, keyif çatıyor.

Memleketimizde tıpkı Avrupa'daki gibi "Aile Hekimliği Kurumu" çatır çatır işliyor. Hatta ilaç fiyatları ilaç firmalarını çıldırtacak oranda dibi görmüş durumda...

Devlet okulları eğitimde, hizmette ve yeniliklerde özel okulları aratmayacak seviyeye doğru yol alıyor.

İşte böylesine güzel bir atmosferde yaşayan halkımız mutlu olmayacak da kim mutlu olacak?

Haa mutsuz olan kesim yok mu? Elbette var. Onlar teröre ve teröriste yardım ve yataklık eden, vesayetçi demokrasiyi arzulayan ve dış güçlerle iş birliği yapan kesimdir. İşte bunlar eski Türkiye hasretiyle yanıp tutuşuyorlar. Ne diyelim daha beter olsunlar...

Bu gidişle muhalif basının önde gelen hıyarları Erdoğan düşmanlığı yüzünden antidepresan ilaçların müptelası olacaklar...

SON DAKİKA