Almanya kendi hukukuyla çelişiyor. Almanya'yı yönetenler büyük bir gaflet ve hatta hıyanet içerisindeler.
Nasıl mı ?
Alman Ceza Kanunu'nun 129 b Maddesi'ne göre 'Yurtdışında aktif olan terör örgütünün mensubu' olmak suç. Bu maddeden yargılanan PKK gibi terör örgütü üyelerine Alman adaleti 2,5- 3 yıl ceza veriyor. Ancak bu maddenin işletilebilmesi için şüpheliler hakkında Adalet Bakanlığı'ndan izin almak gerekiyor...
Açıkça yurtdışında aktif olan terör örgütüne üye olmak suç olduğu halde Alman yetkililer Köln kentinde terör örgütü PKK 'nın ve PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD'nin miting yapmasına izin verdi.
Söz konusu mitingde PKK ve PYD paçavraları, terörist başı Öcalan'ın fotoğrafları taşındı. Örgüt lehine pankartlar ve afişler açıldı ve sloganlar atıldı.
Mitinge HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve PYD'nin elebaşı Salih Müslim katıldı.
Üstelik gösteriye katılan teröristleri Alman gizli servisi ve bin Alman polisi korudu.
Dolayısıyla Almanya'nın ikiyüzlü politikasına hız kesmeden devam ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Anlayacağınız Almanya hepten endazeyi ve kantarın topuzunu kaçırmış durumda...
Hatırlarsanız aynı Almanya, 15 Temmuz darbe girişimine karşı demokrasiye destek vermek için Almanya'daki soydaşlarımızın düzenlediği Köln'deki Demokrasi Mitingi'ne Erdoğan'ın telekonferans yoluyla katılmasına izin vermemişti.
Hatta Alman politikacılar, gazeteciler ve sanatçılar Demokrasi Mitingi'ne yüksek perdeden dil uzatarak olumsuz tepki vermişlerdi...
Şimdi aynı Almanlar PKK ve PYD terör örgütlerinin birlik ve beraberlik mesajını vermek için düzenledikleri bu mitinge utanmadan destek veriyorlar. Resmen aklımızla alay ederek ve salağa yatarak çifte standart uyguluyorlar...
Peki ne yapılmalı ?
Öncelikle AB, ABD ve Almanya'ya göre PKK'nın terör örgütü olduğunun altını kalın puntolarla çizelim.
Ardından da eğer PKK bir terör örgütü ise onun Suriye yapılanması olan PYD'nin de otomatikman terör örgütü olacağını hatırlatalım. Çünkü PKK'yı terör örgütü yapan tüm koşullar PYD için de geçerli...
Şimdi buradan hareketle diyoruz ki; eğer Almanya guguk devleti değil de hukuk devleti ise, derhal PKK ve PYD tarafından düzenlenen bu mitinge katılan Selahattin Demirtaş ve Salih Müslim'den başlayarak tüm PKK ve PYD mensuplarını Adalet Bakanlığı'ndan gerekli soruşturma izinlerini alarak, Alman Ceza Kanunun 129 b Maddesi'ne göre 'Yurtdışında aktif olan terör örgütünün mensubu' olma suçundan yargılamalı ve 2.5-3 yıldan az olmamak üzere mahkumiyetle cezalandırmalıdır vesselam.
Erdoğan'ın forsu ve Sisi'nin ezikliği
G20 zirvesinde sezercik bakışlarla, küçük Emrah modunda el pençe divan durarak ABD Başkanı Obama'nın elini sıkmak için etrafında pervane olan binlerce Mısırlının katili Sisi, rezil oldu. Çünkü Obama kendisini kasten görmezden geldi.
Sonuçta demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursiyi AB, ABD ve İsrail'in desteğiyle darbe yaparak deviren birinin kim elini sıkmaktan hoşnut olur ki ? Kim böyle bir adamla aynı karede görünmek ister ki ?
İşin garibi bu tarafta Erdoğan, Avrupa'ya, ABD'ye hatta tüm dünyaya meydan okuyor.
Ey Amerika! Ey Avrupa! Diye diye onların en çok ödlerini koparan konularda resmen kulaklarını çekiyor. Gözdağı verip ayaklarını denk almalarını ilan ediyor.
Asıl varlığından istiskal edilmesi geren Erdoğan imiş gibi görünse de herkes G20 zirvesinde onun etrafında dört dönüyor. Erdoğan ile konuşabilmek veya el sıkışabilmek için fırsat kolluyor. Sıra bekliyor.
Öte yandan Sisi, resmen ABD'nin ve Avrupa'nın çanak yalayıcısı olmuşken varlığından hoşlanılmıyor.
İşte bu durum akla ''Asıl fazilet odur ki düşmanları dahi onu takdir etsinler'' kaidesini akla getiriyor.
Sen yürü Reis! Yürü ki endamından, gücünü imandan alan bileğinden, tesirini haktan alan sözlerinden tüm dünya titresin.
Sen yürü Reis! Sen yürü ki, bu ülke bu vatan bu millet yürüsün. Muasır medeniyetlerin de üstünde bir seviyeye ulaşsın…