Yeni Asya Gazetesi ve bu isimle tanınan Yeni Asya cemaati; yapısı, kurgusu, geçmişi ve şu anki işleyişi ile aynı FETÖ örgütünün henüz göze çok da batmadığı günlerindeki gibi davranıyor.
Bilindiği üzere Mehmet Kutlular tarafından kurulan gazete ve bunu takip eden cemaat Risale-i Nur Külliyatı da basıyordu.
Basılan eserler ise Bediüzzaman'ın kesinlikle uygun bulmadığı bir biçimde kitaplara kelime açıklama ve dipnot eklemeleri yaparak, yani yine bir çeşit tahrifatla basılıyordu.
Üstelik Mehmet Kutlular, Bediüzzaman' ın talebesi olmadığı gibi "naşirler" olarak Bediüzzaman'ın Risale-i Nur'ları basmasına izin verdiği kişilerden de değil.
Bu nedenle Risale-i Nur eserlerini basması zaten cemaat tarafından kabul edilmezken bir de üstüne girdikleri bu tahrifat; istikametli Risale-i Nur talebeleri tarafından ve şu an Bediüzzaman'ın hayatta kalan son talebesi ve mutlak vekili olarak kabul edilen Hüsnü Bayramoğlu ağabey tarafından şiddetle reddedilmişti.
Gerçek nur talebeleri ,Mehmet Kutlular'ın Risale-i Nur eserlerini basıyor olmasından son derece rahatsızdı.
Devletin, FETÖ' nün sadeleştirme adı altında sahteleştirmesi ve bu tür ehliyetsiz kişilerin eserleri basması üzerine Risale-i Nur'ları korumaya almasıyla birlikte Yeni Asya'cılar Risale-i Nur'ları artık basamadılar.
Bunun üzerine Yeni Asya Gazetesi bir anda hükümete muhalif ve aleyhte bir vaziyete girdi.
Gerek İbrahim Özdabak karikatürleriyle, gerek "Risale-i Nur esarette" söylemleri ile hükümete karşı o denli bir cephe aldılar ki seçim öncesinde "CHP'yi desteklemek lazım" diye broşür bile yayınladılar.
Yeni Asya cemaati, öteden beri Bediüzzaman'ın talebeleriyle siyasi tercihlerinden dolayı hep çelişmesi zaten dikkat çekiyordu...
Nur cemaati siyasette aktif rol almamayı hatta siyasete bakmamayı düstur edinmiştir. Ama vatandaşlık görevi olan oy verme görevlerini yerine getirirken her zaman İslam'ın lehine çalışabilecek olan kişi ve Partilere destek vermiştir.
Yeni Asya cemaati ise nur talebelerinin aksine olarak adeta bir takım tutar gibi sürekli Demirel'i ve onun partisinin devamını takip edip destekledi.
Demirel'in mason olduğunun ortaya çıkmasından sonra bile ona hüsn-ü zanna devam etti.
Hatta bu grup Nur cemaati içinde o denli Refah Partisi aleyhine propaganda yaptılar ki Milli Görüş ve Nurculuk hareketinin sanki amaçları birbiriyle bağdaşmıyormuş gibi bir zan ortaya çıktı.
Zaten başlı başına "gazete basma" olayı bile nurculuk mesleğiyle bağdaşmayan bir tavırdı.
Doğrusu Risale-i Nur mesleğinin "gazete çıkarmak" gibi bir amaç ve misyonu yoktu.
Gazete üzerinden hükümeti eleştirmek, gündemle ilgili yorum ve yönlendirmelerde bulunmak nur cemaati kimliği ile yapılabilecek bir şey değildi.
Üstelik bu güruh kalkmış bir de "Yeni Asya en iyi duruşu sergiliyor. Çok istikrarlı ve çok istikametli bir cemaatiz." şeklinde saçma iddialarda bulunuyor...
Hakiki nurcuları ve nurculuğu temsil ettiklerini ilan etme hezeyanına yelteniyor...
Yani aslında bu grup, gizli hedefleri doğrultusunda Risale-i Nur'u ve Bediüzzaman'ı istismar ediyor...
15 Temmuz darbe girişiminden sonra yayınladıkları kamuoyu bildirisinde darbeyi kıyasıya kınadıkları halde bir kere dahi FETÖ kelimesini kullanmadılar.
Hâlâ daha yayınladıkları yazı ve haberlerde FETÖ diyemiyorlar. "Gülen hareketi, Gülen cemaati, hatta bazen Anadolu Ajansı'ndan aldıkları haberlerde mecburen Gülen Örgütü" diyorlar ama dilleri bir türlü bu oluşumun 'bir terör örgütü olduğunu' söylemeye varmıyor. Aynı CHP gibi.
Kesin delillerle tespit edilen haberler için dahi "iddia edilen" tümcesini ekleyerek kendini CHP 'ye yarandırmaya çalışıyor. Veya başka yerlere!?
Kâh Erdoğan 'ı karikatürlerde tutuklanmış, yenilmiş gösteriyor, kâh Risale-i Nur'ları çarmıha gerilmiş olarak resmediyor kâh FETÖ lehine olan veya olabilecek haberleri algı operasyonları yaparak ballandıra ballandıra aktarıyor bu gazete.
Yani resmen Yeni Asya Gazetesi, FETÖ gibi davranıyor.
Tabanı da bu durumdan rahatsız olsa da buna ses çıkarmıyor veya çıkaramıyor.
Bu gruba ait Risale-i Nur sohbetlerine devam edenlerin yani masum tabanın yapılanlardan rahatsız olmasına rağmen gazeteye sözleri geçmiyor.
Yani taban-tavan farkı var.
Ama "Yeni Asya" ismini taşıdığından meşrep tarafgirliğinden taban bu olanlara ses çıkaramıyor ve hatta bazısı bunları savunuyor. Aynı FETÖ'de olduğu gibi.
Bu nedenle de taban da tavanda yapılanlara alet oluyor ve bunu göz göre göre yaptıklarından masumiyetten çıkmış oluyorlar ne yazık ki…
Yeni Asya Grubu, çok öncelerden beri gerçek nur cemaati olan 'Meşveret grubu' tarafından kabul görmeyen, hep uyarılan, ikaz edilen bir grup olmuş ama her seferinde bu ikazlara kulak asmayan bir tavır sergilemiştir.
"Asya'nın bahtının miftahı, meşveret ve şuradır" şeklinde bir sloganla gazeteleri basılmasına rağmen gerekli şartları taşımadıklarından, siyasete haddinden fazla girdiklerinden, izinsiz Risale-i Nur'ları bastıklarından, meşveret kararlarına asla uymayıp, hizmet rehberi düsturlarını es geçtiklerinden meşveret grubuna dahil olamamışlardır.
Diğer yandan Youtube'da FETÖ'cülere ait Makale Günlüğü'nde FETÖ'nün yazarlarıyla olaylara bakış açıları aynı izdüşümde olduğundan Yeni Asya gazetesinin yazarlarının yazılarının yayınlanması da (Kazım Güleçyüz, Cevher İlhan ve diğerleri) tüm yukarıda sayılanlarla beraber düşünüldüğünde Yeni Asya gazetesinin ve dolayısıyla da cemaatinin FETÖ yolunda olduğunu söyleyebiliriz.
Yeni Asya öğrenci evlerinde kalan veya sohbetlerine gidenlere tavsiyem; derhal bu çatıdan uzaklaşmaları, sohbet mekanlarının ilişiğini gazeteden kesip, isimlerini değiştirip gerçek nur talebelerini temsil eden meşveret grubu gibi hizmet rehberi düsturlarına uyarak hizmet etmeleridir.
FETÖ'deki taban-tavan farkının şu günlerde ne hale geldiğini görüp bundan ders almak, safdilliği; alet edilmek ve kullanılmak derecesine getirmemek için şimdiden tedbir almak bu evlerdeki ve evlerle ilişiği olan kişilerin en öncelikli olarak yapmaları gereken şeydir.
Yeni Asya gazetesi aynı FETÖ 'de olduğu gibi üst aklın Risale-i Nur hizmeti üzerinde oynadığı bir oyundur.
Bu oyuna gelmeyelim. Yeni Asya gazetesinin ve bu gazetenin bahsettiği, temsil ettiğini iddia ettiği nurculuğun gerçek Risale-i Nur talebeliği ile yakından uzaktan alakası yoktur.
Bu gazetenin nurculukla ilgili söylemlerine kesinlikle itibar edilmemeli ve bir an evvel yetkililer bu gazeteyi Risale-i Nur'u ve Bediüzzaman'ı istismar etmekten kesin ve yasal yöntemlerle men etmelidir vesselam...
