Etnospor Kültür Festivali,11 spor dalı ve 600 sporcunun katılımıyla Küçükçekmece'deki Bezirgânbahçe Meydanı'nda gerçekleşti.
Cirit atma, Aşık atma, Atlı okçuluk, Yağlı güreş, Gökbörü, Kuşak güreşi, Aba güreşi, Mas güreşi, Mangala gibi spor dalları, kültürel etkinlikleri, yöresel yemekleri, diğer Türk devletlerinin kültürlerinden yansımalar taşıyan çadırları ile tam bir şenlik havasında bir kültür festivaliydi.
En güzeli de milletin kendi kültürüne, kendi sporuna, kendi geçmişine sahip çıkmakta gösterdiği yoğun ilgiydi.
Küçükçekmece İstanbul'un çok da orta yerinde bir ilçe değil sonuçta.Buna rağmen çoluğuyla çocuğuyla milletimiz kendi kültürünün yansımalarını görmek ve bunları ihya etmek için kalkıp oraya gitmişti. Hem de ciddi bir yoğunluk vardı meydanda.
Şimdiye kadar ısrarla ve tekrarla yapılan Rock'n Roll Festivallerinde ilaç atıp kafa sallaya sallaya oraya buraya kusanların iğrenç manzaraları yerine, çocuğunun elinden tutup ok atması için ona rehberlik eden, yağlı güreş seyrederken güreşin kurallarını anlatan, cirit oyununu izleyerek çocuklarıyla coşan ebeveynlerin gülümsemeleri vardı meydanda.
Bira Festivali, Caz Festivali, Dans Festivali, Pop Festivali derken Avrupa medeniyetinin bütün kültürel öğelerini bize dikte etmek amacı ile düzenlenen festivallerin yerine artık bu tür, kültürümüzü yansıtan festivalleri görebilmek gerçekten çok güzel.
Ayrıca toplumun huzuru, sağlığı ve kültürel zenginleşmesi için verdikleri mücadeleler ile kendilerini ispat etmiş STK' ların tanıtımlarının yapıldığı standları orada görmek de kültürel zenginlik için aslında STK' ların ne kadar önemli olduğunu anlamış bir hükümete sahip olduğumuzu hissettirdi.
Cirit meydanı önündeki konuşmasında, Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan'ın ''Eğer medeniyetimizin diğer medeniyetlerle mücadele edebilmesini istiyorsak, bunun yolu iktisadi , askeri ve kültürel alanda güçlü, donanımlı ve köklerimize bağlı olmaktan geçiyor'' mahiyetindeki sözleri çok anlamlıydı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın söylediği : "Paralellerden sonra vakıflarımızın yükü daha da arttı. Bu yapı nesillerimizi maddi ve manevi olarak zehirledi. 'Hoca' diye 30 sene beyinlerini kiraya verdikleri bu yapıyla ülkeye ihanet etme noktasına kadar geldiler. Sıfırdan bir nesil yetiştirmek durumundayız. Allah yardımcımız olsun" sözleri ise durumun ne kadar farkında olunduğunun ve gereğinin yapılması için destek verildiğinin göstergesi hükmünde cümlelerdi.
Şükürler olsun ki CHP zihniyetinde olduğu gibi o eski, batıya özenen, her şeyi batılılar gibi, Avrupalılar gibi yapma çabası güden yaklaşıma karşı artık özüne dönme çabası gösteren, tarihini, kendini, kültürünü, milli değerlerini seven bir yaklaşım var ülkemizde.
Çünkü bizim özümüz güzel. Senelerdir kasıtlı ve ince planlanmış bir proje olarak batı kültürünü kendi kültürümüzün yerine yerleştirme çabaları ne yazık ki ürününü verdi. Gençliğimiz kendi özünü beğenmeyen, kültürü ile dalga geçen, kendini sürekli Avrupa karşısında ezikleyen bir gençlik haline geldi.
Ülkemizde son 14 yıldır ortaya çıkan gelişmelerin ardı arkası gelmezken, tüm dünyanın gözleri bizim üzerimizdeyken, Avrupa'nın bizden ödü kopuyorken, teknoloji ve inşaat alanındaki gelişmelerimizle herkes bize gıpta ile bakarken, gençlerimizden kendini batı kültürünün büyüsüne kaptırmış olanlar kendi kültüründen ötürü aşağılık kompleksi yaşıyor durumdalar.
Hiçbir şeyi beğenmeyen, marka düşkünü, tiki veya emo tarzı, beyinleri dinledikleri müzikten veya aldıkları uyuşturucudan bulanmış, hayatta elle tutulabilir hiçbir gayesi olmayan, tek derdi nerde sevgili yaparım, kiminle ne kadar çıkarım, bugün ne giysem, bak bugün ben ne yedim olan bir gençlik istemiyoruz artık.
Bu gençler değil bir medeniyeti devam ettirmek bir istiklal marşı esnasında bile saygıyla duramıyorsa, bırak muasır medeniyetler seviyesine çıkmayı bir gün bile ayık gezemiyorsa gerçekten kendi kültürümüze dönmenin zamanı gelmiş de geçiyor demektir.
Bir ara bir yanılsama olarak bu gençliğin adam olmasının çaresinin dini değerlerine saygılı, abdestli, namazlı (!) Anafen kurumlarındaki öğretmenlere teslim etmek olduğunu zanneden insanlara artık hele de 15 Temmuz'dan sonra gençliğin ihyasının ancak gerçek dindarların öncülüğü ile Türk-İslam medeniyetinin ihyası sonucu olabileceğini göstermek zorundayız.
Bunun eğitim ayağını İmam Hatip okulları ve okullarda verilen değerler eğitimi ile büyük oranda gerçekleştirirken, kültür, sanat ve spor ayağını da Belediyelerin Kültür Merkezlerine, Halk Eğitim Merkezlerine, Bilgi Evlerine, İsmek'e, güvenilir STK'lara ve Etnospor gibi geleneksel spor dallarını canlandıran konfederasyonlara verilen/verilecek destekler ile göstereceğiz...