Erdoğan düşmanlığı insanlarda kafa falan bırakmamış. Anti-Erdoğanizm hisleriyle gelişmeleri yorumlayan gazeteciler, hızlı giden otomobilin mucurlu yolda aniden frene bastığında takla atması gibi ahlaki anlamda perendeler atıyorlar...
Mehmet Altan'dan bahsediyorum. Geçenlerde son hadiselerle ilgili bir röportaj vermiş. Ama ne röportaj !
Baştan sona saçmalama vadisinde eşek koşturma çalışması.
Ne yalan söyleyeyim ben de bu yazımla ona koşturduğu eşeği durdurmak için önce 'çüş' demek istedim sonra ayıp olacağını düşünerek 'oha' dedim.
Bir zaman "İçinizdeki öküze oha deyin" diye haddini aşan NLP yaklaşımına karşı çıkmış güzel bir kitap vardı.O kitaptan esinlenerek yani.
Lütfen beni kınamayın.Mehmet Altan verdiği röportajda öylesine haddini aşmış ki 'oha' dememek mümkün değil !
İsterseniz bana 'oha' dedirten skandal ifadeleri beraber ele alalım.
Mehmet Altan ''Cumhuriyet tarihinin çok partili döneminde görülmemiş bir şekilde Anayasal düzenin ihlali söz konusu... Birisinin devlete karşı sürekli darbe yapması...TCK Anayasal düzenin yok edilmesine yönelik yaptırımları tanımlıyor ve cezasını söylüyor. Yargının devreye girmesi...'' demiş.
Davutoğlu'nun genel başkanlığı ve başbakanlığı bırakarak kongreye gitme kararı almasını Erdoğan'ın hükümete yaptığı darbe olarak yorumlamış. Ona göre Erdoğan yaptığı bu darbeyle Anayasal düzeni yok ettiği için müebbet hapis cezasına çarptırılmalıymış.
Anayasa'nın ve yasaların verdiği yetkileri uygulamak ne zamandan beri Anayasal düzeni yok etmek anlamına geliyor ?
Bir partinin MKYK'nun kongreye gitme kararı alması ve bunun için yasal prosedürü çalıştırması darbe midir ?
Bunun adı hukuk devletinin çizdiği sınırlar içerisinde halkın verdiği yetkiyi yasalara uygun biçimde kullanmaktır.
Öte yandan Türkiye'de hem tek partili dönemde hem de çok partili dönemde bir çok defa Anayasal düzenin ırzına geçilmiştir. Misal mi ?
-Cumhurbaşkanı İnönü'nün; Refik Saydam, Recep Peker, Şükrü Saraçoğlu gibi başbakanları emir subayı gibi istihdam etmesi...
-27 Mayıs ve 12 Eylül darbeleri...
-12 Mart muhtırası, 28 Şubat post-modern darbesi, 27 Nisan e-muhtırası, gezi isyanı ve 17-25 Aralık yargı darbesi...
-Erdoğan'ın iktidarı devralana kadar bürokratik ve askeri vesayetin ülkeyi yönetmesi...
Deveye boynun eğri, demişler ; nerem doğru ki, demiş misali Türkiye'nin geçmişi Anayasa'ya tecavüzlerle dolu.
Mehmet Altan ! Anayasal düzenin yok edilmesi ile ilgili ille de birini eleştireceksen İnönü'yü, darbeci ve muhtıracı paşaları, askeri ve bürokratik vesayeti savunanları, gezi zekalıları ve 17 - 25 Aralık darbelerinin mimarı olan FETÖ' yü eleştir.
Yine Mehmet Altan, ''AKP bugün çoğunluk değil çoğunlukmuş gibi davranıyor'' demiş.
Şimdi her tarafı yamuk olan bu cümlenin neresini düzeltelim ? Seçim sonuçları açık seçik ortadayken böyle bir şey nasıl söylenebilir ? Türkiye'de her iki seçmenden biri Erdoğan'a ve Ak Partiye oy vermişken milletin aklıyla alay ederek bu cümleyi kurmak takdire şayan (!) doğrusu.
Yine röportajda dikkat çeken bir cümlede ''Erdoğan'ın bin günlük süresi kaldı. 35 yıl başımızda kalacakmış gibi davranıyor'' demiş.
Bu cümleyle Mehmet Altan, resmen medyumluk yapmış...
Doğrusu medyum olduğunu bilmiyorduk.
Öncelikle bir politikacının siyasi geleceği ile ilgili tahmin yapılacaksa geçmişteki seçim karnelerine bakılır.
14 yıl boyunca girdiği her seçimi ezici çoğunlukla kazanan Erdoğan'ın son dönemini yaşadığını iddia etmek olsa olsa çocukça bir hayal olarak kabul edilebilir.
Bu arada Erdoğan'ın kalan süresini yıl olarak değil de gün olarak belirtmesi Mehmet Altan'ı psikolojik olarak rahatlatsa da bende gıdıklama etkisi yaptı. Bayağı bi sesli güldüm.
Korkunun ecele faydası yok Mehmet Altan ! Erdoğan hayatta olduğu sürece seçmen onu iktidarda tutacak. Nokta.
Son olarak, bende şok etkisi yapan şu ifadeyi seslendirmiş;
''Kaçak Saray'ın önüne toplanır 1 milyon kişi 'Sana Anayasa'yı çiğnetmeyeceğiz... Sen Anayasa'yı çiğniyorsun biz Anayasa'ya sahip çıkıyoruz' der''.
Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır misali Anayasa'yı ihlal eden biri varsa o kişi en başta sensin Mehmet Altan.
Halkı, meşru iktidarı devirmek için isyana davet etmen Anayasal düzenin köküne dinamit koymak anlamına gelir ki bu suçu mezkur ifadelerinle işlemişsin. Aferin sana !
Ayrıca yazılarınla bölücü ve yıkıcı olan HDPKK' ya ve FETÖ' ye sahip çıkarak teröre - teröristlere yardım ve yataklık ediyorsun. Savcılar yakında kulağını çekerlerse demedi deme.
Doğrusu güzel ülkemizde 'iç savaş' çıkarmak için elinde geleni yapıyorsun...
Ancak tüm bu girişimlerin Türkiye'nin engellenemeyen yükselişini durdurmaya yetmeyecek. Bu da kulağına küpe olsun.