Can Dündar'ın Cumhuriyet Gazetesinin direksiyonuna geçmesiyle gazetenin eksen kayması yaşadığı tartışmasız bir olgu.
Can'la beraber Cumhuriyet'in kalın Kemalist çizgisi tarihe karıştı. Ne yazık ki, artık karşımızda hem PKK'nın hem de FETÖ' nün avukatlığına soyunan kimliksiz bir gazete var.
Eskiden de haberlerinden çok hazzetmesek de ülkemizin bütünlüğünü savunan ve teröre karşı ilkeli yaklaşımı olan bir gazeteydi Cumhuriyet.
Ama şimdi Can sayesinde ecnebilerin kuklası olmuş, kırmızı çizgileri daksille silinmiş ve ilkeleri buharlaşmış bir gazete var karşımızda.
Bu böyle gitmez, gitmemeli !
Gelin Cumhuriyet'in şimdiki durumuna yakından bir bakalım...
Bir ara Cumhuriyet Gazetesinden kovulan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, "Beni FETÖ kovdurdu" demişti. Bu söylemin bazılarımızın kafasındaki soru işaretlerini kaldıracak güçte olduğu tartışmazsız herhalde...
Yine Cumhuriyet'in FETÖ' ye bakışını Mustafa Balbay'ın şu sözlerinde bulabiliriz, ''Onlar doğru yapmışlardır ve haksızlığa uğramışlardır.''
Yine Balbay'ın ''Cumhuriyet, FETÖ finanse ediyor iddialarını yanıtlamalı'' çıkışını çok anlamlı buluyorum. Ne yazık ki şu ana kadar Cumhuriyet'ten bu iddialara karşı bir cevap çıkmadı...
Öte yandan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden' in Can Dündar'ı kahraman ilan etmesi bile Can'ın kimin adamı olduğuna dair kanaat veriyor sanırım. Misyonu belli olan Can Dündar'ın emperyal güçlerin maşası konumunda olan FETÖ ve PKK'ya sahip çıkmasını çokta yadırgamamak lazım. Yeter ki Can'a demiri kesen emir gelsin.
Yazdıklarım bazılarının hoşuna gitmiyor biliyorum. Lakin gerçek işte böyle bir şey...
Cumhuriyet'in HDPKK'ya HDPKK'nın da Cumhuriyet'e arka çıkması
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "BirGün gazetesi bir kampanya başlattı. Abone olmamız lazım. Özgür Gündem, Evrensel, Cumhuriyet. Yanında durmamız lazım" söylemiyle PKK'yı destekleyen gazeteler arasında Cumhuriyet'i de saydı ve destek çağrısında bulundu. Bunun okuması Cumhuriyet'in HDPKK çizgisinde olduğunun ilanı değil midir ?
Yine Cumhuriyet Gazetesi'nin, düzenlediği 23 Nisan resepsiyonuna "Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz" söylemlerini dile getiren HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ı davet etmesi Cumhuriyet'in hangi safta olduğuna dair kanaat uyandırıyor sanırım.
Nitekim geçenlerde Cumhuriyet'in DAEŞ'i suçlu göstererek PKK'yı aklamaya çalıştığına tanık olmadık mı ?
Hatırlarsanız Cumhuriyet, Bursa'da Ulu Camii yakınlarında kendini patlatan canlı bombayı DAEŞ' li göstermek için 'tekbir getirerek patlattı' balonunu uçurmuştu.
Ne var ki daha sonra terör eylemini PKK'nın alt birimi olan TAK üstlenince Cumhuriyet çark etti. TAK'ın,''saldırganın başka bir yeri hedef aldığı, patlayıcının kazara infilak ettiği'' açıklamasını manşetlerine taşıyarak TAK'ı ve PKK'yı masum göstermeye çalıştı.
Cumhuriyet'in terör örgütüne destek mahiyeti taşıyan o kadar çok manşeti var ki saymakla bitiremeyiz...
İsterseniz örneklere devam edelim ;
-Cumhuriyet muhabiri Ayşe Yıldırım'ın Kandil kamplarında yaptığı röportajda ''Kandil'de doğaya saygı önemli. Dağ taş demiyorlar, sigara izmaritlerini bile yerlere atmıyorlar. Eteklerde yaşayan köylülerin rastgele ağaç kesmesine izin vermiyorlar. Her yer tuvalet anlayışı yok... Fotoğraf çekmek isteğimiz kibarca reddediliyor'' söylemleriyle PKK'yı şirin göstermesi ve Kürt halkı nezdinde PKK'ya karşı olan olumsuz algıyı düzeltmeye çalışması.
-Cumhuriyet yazarı Aydın Engin'in de PKK'nın Avrupa'daki yöneticileri olan Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal ile Brüksel yakınlarında röportaj yapması ve teröristlerin mesajlarını dünyaya servis etmesi.
-Geçtiğimiz aylarda Cumhuriyet'in,"PKK silah bırakmamalı" manşetini atması.
-PKK'nın kocabaşlarından olan Cemil Bayık ve Duran Kalkan'ın Türkiye'yi alçakça tehdit eden her söylemini okurlarına servis etmesi.
-Seçim öncesi Işıl Özgentürk ve Hikmet Çetinkaya gibi Cumhuriyet yazarlarının HDP' ye oy çağrısı yapması...
-Selahattin Demirtaş, "Sur'a özgürlük eylemi çağrısı" yapınca Cumhuriyet'in 'Sur'a giden trenler tıka basa doldu. Yurttaşlar ellerinde bayraklarla trenin üstünde Sur'a yolculuk ediyor' şeklinde abartılı haberle algı operasyonuna soyunması.
-Tam bir hafta boyunca Amed Sportif'in yöneticilerinin, Ankaragücü maçı sonrası, saldırıya uğramasını halkı kışkırtmak amacıyla çarşaf çarşaf haber yapması...
Tüm bunlar Cumhuriyet'in geldiği noktayı bizlere gösteren sadece birer numune...
Umarım bu yazıdan sonra yurtsever CHP seçmeni kendi parasını ve CHP'li belediyeler de devletin parasını Cumhuriyet gazetesine verirken bir kez daha düşünürler...