Savunmasında "İsmet İnönü tarafından temeli atılan İvriz Öğretmen Okulu'nda bir ateist olarak yetiştim. Devrimci gelenekten geliyorum, Kur'an-ı Kerim öğretmeni değilim" diyen sapığa, Karaman Ağır Ceza Mahkemesi, 10 erkek öğrenciye 'cinsel istismarda' bulunduğu gerekçesiyle "Çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "Hürriyeti tahdit", "Kasten yaralama" ve "Müstehcen görüntüleri izletme" suçlarından tek celsede toplam 508 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
Bu kararla devrimci sapık hak ettiği cezaya çarptırıldı mı ? Çarptırıldı.
Ne yazık ki, yerel mahkemenin sanığa üst sınırdan ceza vermesine
rağmen CHP, FETÖ ve hainler korosu süreci istismar etmeye devam ediyor...
Neymiş efendim;"Yerel mahkeme kararı tek celsede nasıl verirmiş..."
Anlaşılan kararın tek celsede verilmesini hazmedemiyorlar...
Aslında şunu demek istiyorlar, ''Hukuki süreç biraz daha uzasaydı da biz de bu olayı istismar ederek inançlı kesime belden aşağı vurmaya devam etseydik...''
Biz sizin gerçek niyetinizi biliyoruz !
Hadi itiraf edin !
Gerçekte sizin niyetiniz üzüm yemek değil bağcıyı dövmek !
Öyle değil mi ?
Doğrusu bu mesele sizin açınızdan çocuk istismarından ziyade;
Asım'ın neslini yetiştirmeyi kendisine hayat felsefesi yapmış Ensar Vakfı gibi vakıfların önünü kesmek, politik zeminde Ak Parti'yi yıpratmak ve Erdoğan'ın halkın nazarındaki güvenilirliğini elden geldiğince düşürüp, gitmesine çalışmak...
Bu tür vakıf ve kuruluşların faaliyetlerinden rahatsız oluyorsunuz. Çünkü gençlerin aklı başında ve ahlaklı olmasından ödünüz kopuyor. Dindar ve seçkin bir nesil yetişmesinden korkuyorsunuz. Hele ki hem dindar hem kariyerli gençlerden ödünüz patlıyor.
Size göre genç demek, gençlik demek ; gezi zekalı, anarşist kafalı, marjinal tavırlı, "Evlenmem çocuk doğururum, hamile kalırım istersem doğurmam" diyen, yüz yerinde piercing on yerinde dövme olan, anne-babaya saygısız, lâkayt ve hiçbir şeyi önemsemeyen,bir elde şarap bir elde Cafe Motta'dan alınmış coffee mocha olan beyni yok fikri var, medeniyeti açık giyinmek, alemlerden alemlere barlardan barlara gezmek zanneden ,konuştuğunda ağzından araba markasından, futbol maçından ve moda zavazingolarından başka laf çıkmayan, tek derdi karşı cinsle mercimek fırın oyunu oynamak olan, dine, dindara düşman bir nesil demek.
Ama yok öyle yağma! Siz isteseniz de istemeseniz de onaylasanız da onaylamasanız da yeni ahlaklı gençlik gümbür gümbür geliyor.
Dinini diyanetini bilen, vatan ve memleket aşkını kaldırım sökerek değil ülkesini kalkındırarak yapan, zeki, kendine güvenen, ayakları sapasağlam yere basan, bir taraftan fen bilimlerine hakim öte taraftan dinini tam olarak bilen, ahlaklı, iffetli, kadının özgürlüğünü aldatmayla, rastgele ilişkiler kurmak, tek gecelik maceralar yaşamakla değil iffetle ve Rabbinin rızası ile tanımlayan, ülkesini muasır medeniyetler seviyesinin üzerine taşıyacak, ufku geniş ve her yönden donanımlı bir gençlik geliyor.
Bunun için istikametli bir çok kurum, STK ve vakıf aynı Ensar Vakfı gibi hiç durmadan çalışıyor ve çalışmaya da devam edecekler.
Yıldıramayacak, önlerini kesemeyeceksiniz. Çünkü bu insanlar paralel bir devlet kurmak için değil, devleti ele geçirmek için değil, çocukları ikna edip anne-babalarından onları koparmak için değil,
" Bir yerlerde adamlarımız olsun" diye değil, "Lazım olduğunda işimize yararlar" diye değil, gazete abonesi sayısını arttırmak için de değil, para için hiç değil, sırf Allah rızası için, dindar ve ahlaklı insanlar yetiştirmek için bu kurumları açıyor ve işletiyorlar.
Bu kadar şubeleri ve çalışanları olan bir kurumda sapık bir adam o kurumu suiistimal ettiği için kurum suçlu tutulamaz!
Ensar Vakfı ve onu savunanlar bu durumu destekliyormuş gibi gösterilemez! O kadar alçaldılar ve o kadar küçüldüler ki bir Bakanın sözünü eğip büküp "Bir kereden bir şey olmaz" demiş gibi gösterdiler. Sadece buradan bile bu vakıfların aslında gerçekte önemli ve güzel işler yaptığını anlayabiliriz.
Çünkü meyveli ağaç taşlanır ve kurtlar,keneler,çıyanlar ve fareler hep meyveli ağaçlara dadanır!