CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu seçim beyannamelerini açıkladı. Kendisi kürsüdeyken, beyannameyi yürütmesini planladıkları Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce karşısında oturmuş onu izliyordu. Vaatleri uygulayacak olan kişinin bu konuşmayı yapmaması ince bir stratejinin parçası mı, yoksa klasik CHP koltuk kavgasının bir ürünü mü bilemiyoruz?
Sanırım CHP'de kafalar da biraz karışık. Partinin genel başkanı ülkeyi yönetmeye aday olmazsa hem kafalar karışır hem de hesaplar karışır doğal olarak.
Bu karışıklığı seçim beyannamesinde şöyle görüyoruz.
CHP diyor ki;
"Sembolik yetkilerle donatılmış cumhurbaşkanlığı modeline geçilecek. Parlamenter sistem geri gelecek."
İşte bu noktada bütün vaatlerin anlamsızlığı ile karşı karşıya kalıyoruz bir anda. Zira bu vaatleri nasıl uygulayacak CHP yönetimi? Parlamenter sisteme geri döneceklerse, bu vaat ettikleri şeylerden önce yapmaları gereken başka şeyler yok mu? Mesela, Meclis'te çoğunluğu alırlarsa ülkeyi yeniden referanduma götürmek gibi. Mesela, referandumda istedikleri sonuç çıkarsa yeniden mecburen seçime gitmek gibi. Bunları yapacaklarsa o zaman bu vaatleri hangi ara gerçekleştirecekler? Hangi sistem içinde yapacaklar bu vaatlerini?
CHP, beyannamesindeki emekliye, çiftçiye, öğrenciye vadettiklerini yerine getirmek istiyor ve aynı anda parlamenter sisteme geri döneceğinin sözünü veriyor. Peki bunun imkansız olduğunu seçmene ne zaman açıklayacak acaba?
Kampanyanın merkezine oturttukları parlamenter sisteme geri dönüş için ne yapacaklarını bilmiyoruz hala? Referandumsuz parlamenter sisteme geri dönüş için Meclis'te karar almaları mümkün değil. 400 vekile ihtiyaçları var zira. Peki o halde referanduma götürecek sayıya ulaştıklarında bu konuyu hemen referanduma sunacaklar mı? Peki referandumda istedikleri sonucu alırlarsa ülkenin yeniden seçime gitmesi gerektiğini CHP seçmenine ne zaman söyleyecekler?
Seçmenini aldatmaya yönelik çok açık bir hamle bu. Bunun temel nedeni de referandumda alınan yüzde 49 oy. Bunu konsolide etmek istiyorlar. Bu oy oranının hala bir yerlerde durduğu hesabını yapıyorlar.
Konuşmasının bir yerinde şöyle diyor Kılıçdaroğlu; "Sayın Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı, parlamentoda CHP 'nin olduğu bir ülkede, vergi ve sigorta borcu olmayan bütün KOBİ'lere sıfır faizli kredi vereceğiz."
Gördüğünüz üzere yine bu konuyla ilgili aldatıcı bir vaat. Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı olarak kalabilmesi için yeni sistemle devam etmek zorundalar. Bu durumda parlamenter sisteme dönüş konusunu gerçekleştiremezler. Eğer sembolik Cumhurbaşkanlığı'na dönmek istiyorlarsa, önce referandum ve sonrasında yeniden seçim olmak zorunda. Yani Muharrem İnce yerinde kalarak yeni sisteme geçiş mümkün değil. Dolayısıyla burada yine seçmenini aldatmaya dönük bir strateji izlemişler.
CHP'nin Türkiye'nin geleceği için kendi perspektifinden vaatler üretmesi ve bunları halka açıklaması siyaset açısından elbette değerlidir. Beğenirsiniz yada beğenmezsiniz orası ayrı konu.
Ancak bu seçimde CHP, temel argümanı konusunda dürüst değil. Ne yapacaklarını bilmiyorlar gibi gözükseler de esasen stratejileri, seçmenlerini alenen aldatmak üzere kurulu. Zira bizi seçin, hemen sonra referandum yapacağız, referandumdan sonra da yeniden milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacağız derlerse, kendisine oy verecek kesimleri korkutacaklarını biliyorlar. Belirsizlikler, referandumlar ve seçimlerle dolu yeni bir zaman dilimini kimsenin artık kaldıramayacağını biliyorlar. O yüzden bu konuda çelişkili açıklamalar yapmaktan çekinmiyorlar. Çelişki, yalandan daha az zararlı diye düşünüyor olabilirler ama işin esası, yalan üzerine kurulan bir stratejiden doğan çelişki. Dolayısıyla işin özü yalan.
Burada gerçek olan tek bir şey var, o da beyannameyi Kılıçdaroğlu'nun okuması. En başından beri söylediğimiz noktayı tekrar hatırlatmak gerekiyor. Kılıçdaroğlu ve İnce, seçim için değil CHP Genel Başkanlığı için çalışıyorlar.