İdris Kardaş

İdris Kardaş

08 Mayıs 2018, Salı

#devam

Vesayet odaklarının peşini bırakmadığı ülke yönetimine, milletin iradesiyle gelmiş ve yine o iradeyle kalmış bir siyasi liderin "bize ancak aziz milletim tamam derse bırakırız" söylemine karşılık Twitter'dan bir sonuç elde edebileceğini sanacak kadar aciz bir muhalefetimiz var.

Nasıl olmasın ki? Bugün Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını dinledik. İki cümleyi gerçekten bir araya getirmekten aciz, Cumhurbaşkanı adaylarını anlatırken kendisi de ne dediğini bilmiyordu.

Demagoji yapacağım diyor ama onu bile beceremiyordu.

Tezatlığın, paradoksun derin sularında yüzdüğünün farkında olmadan kuruyordu cümlelerini.

AK Parti öncesi Türkiye'nin komşularıyla huzur içinde yaşadığını anlatırken kendi ülkesinin tarihinden bihaber olduğunu tekrar ortaya koyuyordu.

Kendi partisinin iç hesaplaşmasını, koltuk kavgasını ülkenin geleceğine ipotek etmeye çalışan acınası bir durumla karşı karşıyayız.

Hal böyleyken muhalefetin maalesef söyleyebileceği ortaya koyabileceği bir şey yok.

Terörle mücadele konusunda, ekonomi konusunda, sosyal politikalar konusunda, kadının toplumdaki yeri konusunda, gençler konusunda ve aklınıza gelebilecek hemen her konuda birbirlerinden farklı dünya görüşlerine sahip bu ittifakın, tek söylemi "Erdoğan gitsin" üzerine kurulu.

Topluma vadettikleri, bir şeyin yokluğu. Varlık üzerine kuramıyorlar söylemlerini. Zira bu konuda büyük açmaz içindeler. Erdoğan karşıtlığı dışında bir hamleye girişseler hemen ittifak boyaları dökülecek, maskeler düşecek.

CHP, HDP, Saadet ve İyi Parti'yi aynı çatı altında birleştiren tek şey Erdoğan karşıtlığı. Twitter'dan hepsi "tamam" diye yazmışlar. Başka yapabilecekleri, kendi seçmenlerine vadedebilecekleri bir şey yok zira. Bu kadar farklı partinin Erdoğan karşıtlığının nedenleri de belirsiz. Sadece gitsin diyorlar. Gerisi yok. Ötesi yok. Boşluk. Hem parlamenter sistemi getireceklerini söylüyorlar, hem de Başkanlık sistemiyle yönetecekleri vaatleri sıralıyorlar. Kafaları karışıktan öte bir durum bu. Milletten değil, farklı odaklardan emir alıyorlar. Hepsini dizayn eden güçler, yapılar, örgütler var.

Umut yok, heyecan yok, kurmak yok, yapmak yok, inşa etmek yok.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pazar günkü manifesto konuşması bile neden "Erdoğan ile devam" etmemiz gerektiğini çok iyi özetliyordu.

Vizyon, heyecan, iddia, duruş ile devam etmek için Erdoğan'ı yalnız bırakmayacak milyonlar sandıklarda 24 Haziran'da.

Kendisine ve çevresine daha çok yardımı dokunsun diye daha güçlü bir Türkiye için DEVAM diyecek milyonlar

"Dünya beşten büyüktür"ü daha güçlü haykırsın diye DEVAM diyecek milyonlar.

Güvenli bir ülkede demokrasi için DEVAM diyecek milyonlar.

Listeyi uzatmanın çok anlamı yok. Her şey herkesin gözü önünde oluyor. Ve biz hala maalesef sosyal medyadaki bir dalgalanmadan heyecanlanan sığ, vizyonsuz ve en önemlisi milletle bağı olmayan bir muhalefete mahkum yaşıyoruz.

"Tamam" yazanların heveslerini kırmak istemem ama twitlerin çoğu bot hesaplardan atılıyor. Ayrıca daha önce milyonlarca insanın yazdığı "WeLoveErdogan"ın dünya listesinden nasıl twitter tarafından bir anda listeden kaldırıldığını da herkes biliyor. Dolayısıyla siz yine eğlenin tabi ama hayal kırıklığı olursa da üzülmeyin.

SON DAKİKA