İdris Kardaş

İdris Kardaş

03 Mayıs 2018, Perşembe

Muhalefet, Seçmenini Aldatıyor mu?

16 Nisan referandumu muhalefet için bir umut ışığı oldu malum. İlk defa uzun bir aradan sonra AK Parti karşısında yüzde 49 gibi bir oran sandıktan çıkmış ve bu da muhalefeti heyecanlandırmıştı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu referandum sonrası tüm siyasi partileri ziyaret ediyor, hayır bloku olarak sanki kaybeden değil de kazanan bir edayla parlamenter sistemi geri getireceğiz açıklamaları yapıyordu.

Kılıçdaroğlu'nun "parlamenter sisteme döneceğiz" açıklaması yapmasının rasyonel bir anlamı vardı elbette. Muhalefet olarak ilk defa böyle bir oran yakaladıkları için ve bu oran Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı olan bir seçmen kitlesini ifade ettiği için, muhalefetin temel söylemi de bu minval üzerine oldu. Burada şaşılacak bir şey yok. Ancak görünen o ki, muhalefet ilkesel bir karşı çıkıştan ziyade çıkarcı bir eksende parlamenter sisteme geri döneceğiz vaadini ortaya koyuyor. Nedenini birlikte irdeleyelim.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu neden aday olmuyor diye sorduğumuzda aldığımız cevap genelde "Zaten parlamenter sisteme geçeceğiz, ülkeyi yönetmek gibi bir vaadimiz yok, hayır cephesinin istediği şekilde hareket edeceğiz. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nun aday olmaması bu açıdan normal" şeklinde oluyor. Bu söylemle iki yönlü bir kazanç elde ediyorlar. Hem Kılıçdaroğlu'nun aday olmamasına siyasi bir gerekçe üretiyorlar hem de hayır blokunun oy oranının üzerinden propaganda yapıyorlar. Bir taşla iki kuş.

Peki CHP'nin adayı başkan olursa gerçekte ne yapacak? Yüzde 49'u almak için vadettiği gibi parlamenter sisteme geri dönüş için kolları sıvayacak mı, yoksa Başkanlık koltuğuna oturunca ülkeyi yönetmeye mi çalışacak? Bu noktada CHP'nin dün ortaya çıkan ekonomi ile ilgili seçim vaatlerine bakalım. Asgari ücret artırılacak, taşeronlara kadro sözü, aile sigortası, çiftçiye mazot, işsizlik ve diğer ekonomik vaatleri sıraladığını görüyoruz CHP'nin. Parlamenter sisteme geri dönmek üzere inşa ettikleri stratejilerine ne oldu bu durumda peki diye sormak herhalde hakkımız olsa gerek. Madem başkanlık sistemi meşru değil ve değiştirilmesi gerekiyor, o halde CHP'nin bu vaatleri başkanlık sistemi içerisinde hayata geçirmesi kendileri açısından bir tezat oluşturmuyor mu? Öyle ya, başkan olurlarsa parlamenter sistemi mi getirecekler yoksa vadettikleri ekonomik politikaları mı hayata geçirecekler. Hem de değiştirmeyi vadettikleri Başkanlık sistemi içinde yapacaklar bu politikaları. "Hayır bloku"nun (ki bana göre böyle bir blok yok) bundan haberi var mı?

CHP ve muhalefet işte bu noktada milleti alenen aldatmaya yönelik bir siyaset izliyorlar. Yüzde 49 üzerinden hareket edip "hayır" oylarına talip oluyorlar ve bu yüzden de parlamenter sisteme geçişi en öncelikli vaadi olarak ortaya koyuyorlar ama aynı zamanda ülkeyi başkanlık sistemi içerisinde yönetecekleri vaatlerde bulunuyorlar.

Önümüzdeki günlerde muhalefet cephesinin her birinin ayrı ayrı ekonomik, sosyal, iş hayatı, kadın, çocuk ve diğer tüm konularda vaatlerini dinleyeceğiz. Peki bu vaatlerini hangi sistem içinde yapacaklarını da söyleyecekler mi acaba? Öncelikle parlamenter sistemi geri getirmeleri gibi bir öncelikleri yok muydu? Ama onlar da çok iyi biliyorlar ki parlamenter sisteme geri dönüş için adım atarlarsa ülke kilitlenecek, yeniden referandum ve seçim süreçleri gelecek ve böylelikle Türkiye bu zor dönemlerde çok büyük zaman ve güç kaybedecek. Muhalefet cephesi bunu seçmene anlatmayacaklar işte. Zira kimse yeni siyasi krizler fikrine oy vermez. Muhalefet; seçmenini ve var olduğunu iddia ettikleri yüzde 49'luk bloku çok açık aldatıyor.

SON DAKİKA