Erken seçim için tarih açıklandı. Neden erken seçim kararı alındığını Cumhurbaşkanı Erdoğan kısaca özetledi. Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmeler ve yeni hükümet sisteminin bir an önce hayata geçirilmesi konuları ön plana çıktı. Ancak önümüzdeki günlerde hem başlıklar artacak hem de her başlık daha da derinleşecektir kuşkusuz.
Son yıllarda Türkiye'nin yaşadığı olayları alt alta yazsak sayfaları bulabilir. Tüm bunlar da toplumun gözü önünde yaşandı hep. Dolayısıyla neden erken seçim kararı alındığını açıklamak AK Parti ve MHP için çok zor olmasa gerek. Ancak yine de her partiyi zorlu bir maraton bekliyor. Siyasi kampanyalar, şehirlerde mitingler, televizyon reklamları, toplantılar, buluşmalar, seçim şarkıları gibi birçok iş var siyasilerin önünde. Bu saydıklarımız işin kolay tarafı diyebiliriz aslında. Zira AK Parti ile MHP'nin adayı ve kurdukları ittifak belli iken CHP ve diğerlerinde benzer bir durum söz konusu değil. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hem dünkü grup toplantısında hem de tarih açıklandıktan sonra yaptığı açıklamalarda "seçimi kazanacağız" minvalinde sözler sarf etti. Ancak işi kolay değil. Öncelikle ittifak kuracakları partileri belirlemeliler. Sonrasında da adayını ortaya koymalılar. Bir partinin lideri olan ama ülkeyi yönetme iddiası olmayan Kılıçdaroğlu'nun bu seçimde aday olması beklenmiyor. Gösterecekleri aday ülkeyi ben yöneteceğim diye oy isteyecek ama öte yandan Kılıçdaroğlu da partinin başında kalacak. İşin absürtlüğüne bakar mısınız? Seçmenlerine "ülkeyi değil CHP'yi yönetmek gibi önemli işlerim vardı, bu yüzden aday olmadım" mı diyecek?
Kılıçdaroğlu'nun ikinci önemli problemi HDP ile yapmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan ittifak konusunda ortaya çıkıyor. En çok CHP'lilerin ziyaret ettiği Selahattin Demirtaş üzerinden HDP ile ittifak gündemde. Bu noktada öncelikle Demirtaş'ı PKK'dan ayrıştıran, onu aklayan, özeleştiri yaptıran açıklamaları kendi tabanlarına sunuyorlar. Hendekten dolayı pişman olduğunu, PKK ile arasının açıldığını her fırsatta anlatıyor CHP'liler. Ancak parti tabanları bu ilişkiye nasıl bakacak bunu, kampanya süresince ve sonrasında elbette sandıkta göreceğiz.
Kılıçdaroğlu söylemlerinde, hükümetin seçimlerden korktuğunu birçok ortamda ifade ediyordu. Bakkaldan ekmek almaya gittiğinde bile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı otoriterlikle hatta diktatörlükle suçlayan Kılıçdaroğlu'nun, en klasik tabirle demokrasinin bayramları denilen seçim kararına nasıl tepki vereceğini birlikte göreceğiz.
Anketler ne diyor?
Seçimlerin vazgeçilmezleri elbette ki anketlerdir. Her seçimde tutturan da var tutturamayan da. Bu noktada kamuoyunun yakından tanıdığı başarılı iki anket firmasının sonuçlarını not düşmekte fayda görüyorum. A&G'nin sahibi Adil Gür'ün yaptığı açıklamada, AK Parti-MHP ittifakının oy oranı 55-56-57 bandında ilerliyor. Bir diğer anket şirketi Andy-Ar'ın Başkanı Faruk Acar da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oy oranını yüzde 55 veriyor. Bu iki isim de araştırma şirketlerinde öne çıkan isimler. Dolayısıyla ilk anketler birbiriyle örtüştüğü biçimde yüzde 55 ve üzeri gözüküyor.
Seçimde neler konuşacağız?
Seçimde siyasi partilerin meydanlarda, ekranlarda ve diğer platformlarda konuşacakları konular hemen hemen belli gibi.
Dış Politika konuları – Suriye, Irak, Kıbrıs gibi meseleler öne çıkacaktır. Türkiye'nin yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı ve Zeytin Dalı Harekatı hem iktidar hem de muhalefetin sıkça konuşacakları konu başlıkları olacaktır. ABD ve AB ülkeleri ilişkiler de yine gündem maddelerinden biri olacaktır kuşkusuz.
Ekonomi – Yine hem iktidarın hem de muhalefetin üzerinde duracağı konu başlıklarından biri ekonomi olacaktır. İktidar bunca yıl yaptığı çalışmaları ve ekonominin dışarıdan gelen saldırılara karşı nasıl direndiğini anlatacak. Muhalefet partileri de ekonominin gidişatından bahsedecekler.
PKK ve FETÖ bağlamında terörle mücadele konusu yine hem iktidar hem de muhalefetin gündemindeki konular olacaktır.
Ve elbette en en önemli konu başlığı yeni hükümet sistemi konusu olacaktır. Muhalefet stratejisini parlamenter sisteme geri dönelim üzerine kuracak, iktidar da sistemin hayata geçmesinin önemini anlatacak. Referanduma benzer tartışmalar yaşayacağız bu seçim sürecinde.
