Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta çevresinin sarılmak ve tüm Arap yarımadası ile bağının koparılmak istendiği bir süreç yaşıyoruz. 100 yıl önce coğrafyamızda cetvelle devlet çizenler, eksik bıraktıkları hesapları bugün tamamlamaya çalışıyor.
İspanya'da Katalonlara veya Basklara 'devlet' vermemek için 'modern Avrupa'nın göbeğinde orduyu harekete geçirenler, kamu binasına baskın düzenleyenler gündeme gelmiyor. Gelse de bu askeri müdahaleler 'normal' karşılanıyor. Merkezi devletler haklı görülüyor.
İspanya bölünmesin diye uğraşıyorlar, Britanya 'Brexit' demesin diye kırk dereden su getirdiler, AB dağılmasın diye neler yapıyorlar görüyoruz? Ama Sudan ikiye, Irak üçe, Libya-Yemen dörde, Suriye bin parçaya bölünse umurlarında değil.
***
Türetilen örgütlerle mezhep üzerinden savaş çıkaramayanlar şimdi bölge halklarını etnik kimlik üzerinden birbirine kırdırmak için bölgeyi küçük devletçiklere bölme planı yapıyor.
Kuzey Irak yönetiminin "bağımsızlık" talebi sır değil, yıllardır biliniyor. Ama Türkiye'nin, AB, PYD, Suriye ve Irak üzerinden kuşatma altına alınmak istendiği bir zamanlama tesadüf mü?
Bu referandum kesinlikle 'kendi başına alınmış masum bir karar' değil. Kuzey Irak'taki IKBY referandumu ile Suriye'de kurulmak istenen 'PYD devletİne ön model çiziliyor. Türkiye, yapılmak istenileni gördüğü ve bölgenin yeni bir kaos çemberine alınacağını bildiği için şiddetli tepki gösterdi.
***
Göz göre göre Kuzey Irak'ta da yeni bir kriz ve çatışma alanı oluşturulmak isteniyor. Türkiye, milli gelirine göre dünyada en çok insani yardım yapan ülke olarak bu bölgede yaşanacak olası insani trajedilere sessiz kalmayacağını, gerekirse müdahale edeceğini tüm dünyaya deklare etti.
Bundan sonra Türkiye'nin, Irak Merkezi Yönetimini doğrudan muhatap alarak ona göre kararlarını vereceğini söyleyen Başbakan Yıldırım, "Vatandaşlarımız rahat olsun savaşa falan girdiğimiz yok. Endişe havası oluşturmayalım. Bunlar noktasal operasyonlardır" diyerek Bağdat hükümetiyle ortak adımlar atılacağını ifade etti.
***
"Halklarla sorunuz yok bizim sorunumuz oradaki yönetimlerle" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Irak'taki cari hukuka uygun olmayan referandumun, yok hükmünde ve gayrımeşru olduğunu vurguladı ve ekledi: "Artık şimdi yeni bir dünyayı kurmak zorundayız. Aksi takdirde, çökecek sistemin altında hep birlikte kalacağımızı unutmayalım. Bölgemizdeki krizler ve çatışmalar, Kuzey Irak ve Suriye'de atılmakta olan yeni adımlarla daha da içinden çıkılmaz bir hale geliyor."
Evet, sadece Türk, Kürt, Arap, Şii, Sünni değil, çökecek sistemin altında hep birlikte kalırız. Tehlikeyi görüyoruz, önlemlerimizi buna göre almak zorundayız. Şimdi ayrım yapmadan birlik olma zamanı…
