Dün, AK Parti'nin kuruluşunun 16. Yıldönümüydü. AK Parti Genel Merkez'in hazırladığı 'AK Parti kronolojik hikâye' makalesini okudukça o günlere gittim. Takvimler 2001 yılını gösterdiğinde ülkede büyük bir karamsarlık hâkimdi. Türkiye, 2001 yılına ümitlerini, hayallerini yitirmiş bir ülke olarak giriyordu.
Dönemin Başbakanı Ecevit'in Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturttuğu, kırmızı ışıkta durmasıyla meşhur 'ulusalcı' Ahmet Necdet Sezer, ekonominin çökmesine ve kaosa neden olan bir 'eylem' gerçekleştirdi. Başbakan Ecevit'in kafasına anayasa kitapçığını fırlattı. Ecevit de basına, "Bu bir siyasi krizdir" diye konuşunca ekonomi altüst oldu. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük kriziyle karşılaştı.
***
Koalisyonların işlevini yitirdiği, ABD'nin gönderdiği ithal bakan Kemal Derviş'le Türkiye'nin kurtarılmasının beklendiği dönemlerdi. Kepenkler kapanıyor, esnaf Başbakanın üstüne yazar kasa fırlatıyordu. Millet ise hastane kuyruklarında, Fak-Fuk-Fon kapılarında çile çekiyordu.
İşte böyle bir ortamda "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyerek yola çıkan AK Parti, değişimin, kalkınmanın, millete hizmetin, önce fakir fukarayı kalkındırmanın kaygısıyla "Bismillah" dedi. Milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan, "Erdemliler Hareketi" olarak tanımladığı AK Parti'nin kurucu genel başkanı oldu.
Ve AK Parti kurulduğu ilk günden bu yana milletin umudu olma bayrağını kimseye bırakmadı. AK Parti "değişim" dedikçe millet AK Parti'ye güvendi ve onu bağrına bastı.
***
Koalisyon hükümetlerinin yıllarca millete reva gördüğü 'icraatlar' şunlardı:
-Milleti, ikinci sınıf vatandaş olarak görmek,
-Başörtülü ve imam hatipli evlatlarını üniversitelerden kovmak,
-hastane kapılarında süründürmek,
-yetersiz araç ve yollarda katliam gibi kazalara kurban vermek,
-ekonomik krizler ve koalisyonlarla millete zulmetmek…
***
AK Parti milletin 'değişim' taleplerine cevap verdikçe millet de AK Parti'yi dünya siyasal tarihinde görülmemiş bir başarı öyküsüyle taçlandırarak 15 yıldır iktidarda tutuyor.
AK Parti ve onun lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle 2013'ten bu yana küresel çetelerin, FETÖ, PKK, DEAŞ ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin tarihte benzeri görülmemiş saldırısı altında.
Aslında AK Parti de Erdoğan da bahane. Asıl hedef, bağımsız politikalar gütmeye başlayan, ekonomik kalkınmasını nükleer santrallarla, enerji hamleleriyle çözmek isteyen, kendi silahını üreten, bölgesindeki emperyalist planlara çomak sokan Türkiye!
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedeflerine ulaşmakta kilit öneme sahip 2019 yılı seçimleri için gece-gündüz demeden tüm gayretiyle çalışıyor. Ve ilk günkü gibi "değişimin" altını çiziyor.
Dile kolay AK Parti 15 yıldır iktidar. Elbette çarktaki 'metalin yorgunluğu' gibi paslanma, yorulma yaşayan dişlerin 'değişimi' gerekiyor. Bu süreci başarıyla atlatarak yoluna devam etmekten başka şansı yok. AK Parti'nin de milletin de…