"Türkiye'de muhalefet sorunu var" dediğimizde kızanlar, özellikle ana muhalefet partisinin ve genel başkanının yaptığı 'siyasete' baksın. Kılıçdaroğlu, siyaseti, çözüm aracı olarak görmek yerine sokakları işaret ediyor, kendisi de yollara düşüyor.
Halka kurşun sıkan FETÖ'cü bir darbecinin babasını yanına alarak Ankara'dan İstanbul'a "adalet" yürüyüşü yapıyor. CHP, darbelere, terör saldırılarına, teröristlere, Türkiye'ye ayar vermek isteyenlere karşı Meclis çatısı altında tüm partileri ortak tepki göstermeye hiç çağırdı mı? Tüm partileri kendisi öncülük edip TBMM'de milli refleks göstermeye davet etti mi? Hayır! Bunun yerine, FETÖ'nün, Almanya'nın, AB'nin Türkiye aleyhine bütün tezlerine sarıldı.
***
Şu anda Çanakkale'de 'adalet' kurultayı yapan Kılıçdaroğlu, geçen akşam televizyonda hala ve ısrarla "Türkiye'nin güvenli bir ülke olmadığını" söylüyordu.
Merkel'in, Gabriel'in, Cem Özdemir'in, Can Dündar'ın, FETÖ militanlarının söylemleri de aynı. Onlara göre de 'Türkiye güvenli bir ülke değil', Kılıçdaroğlu'na göre de…
25 günlük Ankara-İstanbul yürüyüşünün ardından Çanakkale'deki toplantının, Türkiye'nin dertlerine derman olacağını, halkın iradesini iktidara taşıdığı siyaset mekanizmasını harekete geçireceğine inanan var mı? Yok. Yine kendi kendilerine çalıp oynamalarına, yine parti içi muhalefetin tepkisini unutturmaya yarayacak o kadar.
***
Mesela Suriye PKK'sına NATO 'müttefikimiz' ABD'nin verdiği silahların miktarı bin 100 TIR'ı geçti. Göstere göstere Suriye'nin Türkiye sınırında Akdeniz'e kadar uzanacak bir PKK devletinin kurulması için koridor oluşturmaya çalışılıyor.
Peki ABD'nin PKK'yı silaha boğması hakkında CHP bugüne kadar ilaç niyetine bir tepki gösterdi mi? CHP, ana muhalefet olarak iktidarı bile gölgede bırakacak bir milli kampanya başlatsa bundan zarar mı görürdü yarar mı?
Melih Altınok geçen hafta köşesinden, CHP'nin bu "ABD-PKK arasındaki silah" ilişkisine ilişkin şöyle sordu; "Kılıçdaroğlu herkesten çok kıyametleri koparmalıydı. Zira,"iktidar" değil, yani, sırtında yumurta küfesi yok. En azından, "Askerimize kurşun sıkan terör örgütüne nasıl silah verirsiniz; ne biçim stratejik ortak, ne menem müttefiksiniz siz?..." diyemez miydi?"
***
Diyemedi, diyemiyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu, MİT TIR'ları ihanetini ve kanlı darbe girişimini yapan teröristlere kucak açan Almanya ile aynı tepkileri vermekle meşgul. En hafifinden, en 'tatlı su solcusu'kadar bile emperyalizm eleştirisi yapamıyor.
Kılıçdaroğlu, hala MİT TIR'ları ihanetini "Teröre silah vermek" olarak görüyor.
Hala FETÖ'nün 17-25 Aralık yargı-emniyet darbesi girişimini "yolsuzluk operasyonu" sanıyor.
FETÖ'nün 15 Temmuz işgal girişimini "kontrollü bir tiyatro" olduğunu öne sürüyor.
15 Temmuz'un 250 şehidini ve 2 binin üzerindeki gazileri ve ailelerini değil de "1 milyon mağdur" dediği FETÖ ailelerini koruyor.
Türkiye Suriye'de Türkmenlere silah verirken "Terör destekçisi" gibi göstermeye çalışan CHP, PKK'ya bin TIR silah gönderenlerin "terör destekçisi" olduğunu düşünmüyor.
Türkiye ile ABD'nin niyetlerini okumakta bir bildikleri(!) var demek ki…