Özellikle 2013 yılından bu yana Türkiye'yi uluslararası planda yalnızlaştırmaya yönelik çok sinsi bir proje yürürlükte.Gezi, 17-25 Aralık kumpası, MİT Tırları ihaneti ve FETÖ'nün 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi. Hepsinde de Türkiye'deki hainlerle Türkiye düşmanı küresel çetelerin omuz omuza verdiğini gördük.
FETÖ'nün, PKK'nın, DEAŞ'ın, topyekûn saldırıya geçtiği bu süreçte özellikle Batılı dostlarının, Türkiye düşmanı çevrelere her türlü 'medya' ve 'mühimmat' desteği verdiğine tanık oluyoruz.
***
Mesela "Tutuklu gazeteciler" bahsi özellikle Avrupa'da sürekli ısıtılıp masaya sürülüyor. O listedeki isimlerin bazılarının gazetecilikten değil adam öldürmekten, gasptan, hırsızlıktan terörden yattığını anlatamıyorsunuz. Türkiye'deki ana muhalefetin de yardımıyla bazen dış kamuoyundaki "algı" maalesef "olgu"nun önüne geçiyor. Aynı şekilde AK Parti'nin iktidara geldiği günden bu yana özgürlükler anlamında attığı birçok adım da yine maalesef, 'algı'nın gerisinde kalarak 'yok' muamelesi görüyor.
***
AK Parti iktidarı döneminde özgürlüklerin ve demokratik hakların genişletilmesi anlamında devrim niteliğinde birçok adımlar atıldı. Kürtçe yer adlarının iadesi, mahkemelerde Kürtçe savunma yapabilmenin önünün açılması, Azınlıkların vakıf mallarının geri verilmesi, anadilin yazılı kurallar kapsamında okullarda öğretilmesi, Alevilerin cemevlerinin sayısının neredeyse 10 kat artması bunlardan bazıları. Ama bunların hiçbiri olmamış gibi, Türkiye 1980'lerin askeri darbe döneminde yaşıyormuş gibi davranılıyor.
***
Ancak çok şükür, geçmişte yaşananlarla bugünleri kıyaslayan, yiğidin hakkını mertçe teslim edenler de var. Onlardan birisi de Dersim olaylarının yaşayan son şahitlerinden 87 yaşındaki Halazur Geviş nine. Dersim katliamında tüm ailesini kaybeden Halazur nine, el konulan arazilerine kavuşmak için yıllardır verdikleri hukuk mücadelesinin sonuçlanacak olmasından umutlu. "Allah başımızdan eksik etmesin" dediği Cumhurbaşkanı Erdoğan için her gün dua ediyor.
Halazur ninenin kızı Fatma Geviş Öztürk de, "Şükür bugünleri de gördük. TBMM bünyesinde kurulan araştırma komisyonu ile mağdurlar artık haklarını arama cesareti gösterebiliyor. Aleviler, AK Parti döneminde ötekileştirilme duygusundan kurtuldu. Devlet adına özür dileme erdemini gösteren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Dersim mağdurlarının umudu oldu" diye konuşuyor.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsında önce AK Parti'nin, ardından Türkiye'nin hedef alındığı bu küresel saldırı sürecine karşı Halazur nine gibi tek yürek olabilmeli, hakkı söyleyebilmeliyiz. Çünkü bu beka mücadelesinde millet olarak el ele mücadele etmedikçe başarılı olamayız.