CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce olmuş. Hayırlı uğurlu olsun da seçim yarışına girerken kendisini kamuoyuna tanıtan genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha bir kaç gün önce bambaşka şeyler söylüyordu. "… Ben namusuma ve şerefime düşkün bir insanım. Onun gibi değilim" diyordu. 'Onun gibi' dediği kim?.. Ben bugüne kadar Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'dan söz ettiğini zannediyordum. Meğer yanılmışım.. Kılıçdaroğlu doğrudan Muharrem İnce'yi kastediyormuş meğer.. Sözün tamamı şu; "… TBMM'ye gelip namusum ve şerefim üzerine tarafsız kalacağıma dair, eğer gelsem yemin etmem gerekecekti bir partinin genel başkanı olarak. Ben namusuma ve şerefime düşkün bir insanım. Onun gibi değilim…" Burada kendini kurtarırken aslında pek çok isme aynı anda vuruyor Kılıçdaroğlu da, insanlar anlamamış gibi yapıyorlar.. Öyle ya 15 vekili geçici görevlendirmeyle yolladıkları İP de genel başkanlarını aday gösterdi, birlikte çatıya çıkıp dolaştıkları geniş mutabakatçı SP de genel başkanlarını aday gösterdi. Hatta kendi adayları Muharrem İnce de teşkilatlara haber salıp, Meral Akşener için 100 bin imzanın bulunmasına destek olunmasını istedi.. Eee!.. Bu 'namus, şeref' sözleri onlara da ziyadesiyle gitmiş olmuyor mu?.. Onları geçtim.. Asıl doğrudan kendi adayları olan Muharrem İnce'ye gidiyor bu laf bence.. Öyle ya.. Sonuçta Kılıçdaroğlu'nun temel itirazı Cumhurbaşkanı'nın parti aidiyetine.. Sanki Atatürk'ün, İnönü'nün, Celal Bayar'ın, Turgut Özal'ın, Demirel'in, parti aidiyeti yokmuş gibi. Diyelim ki koltuğunda oturduğu Atatürk'ün partili kimliğini kendisi reddediyor. Onu anlayabilirim. Sonuçta hep başının üstünde demokles kılıcıyla yaşayacak değil ya. Günün birinde bir yerden kırabilir zincirlerini. Bunu anlayabilirim. Fakat sen partinin adayı Muharrem İnce'yi neden böyle bir suçlamanın hedefi haline getiriyorsun ki?.. Yazık değil mi adama?. Daha adayınız piyasaya çıkmadan, ilk ve en sert muhalefeti genel başkan olarak Kılıçdaroğlu'nun yapması çok ilginç değil mi?.. (Bence değil) Çıktığı yarışta Muharrem İnce'ye başarılar. Zira hem diğer adaylarla hem de Kılıçdaroğlu'yla mücadele edecek anlaşılan..
**
Bir mesele daha var.. Muharrem İnce, Abdullah Gül meselesini değerlendirirken; ".. İkinci tura Gül ve Erdoğan kalırsa ben Erdoğan'a oy veririm.." demişti.. (Habertürk/Nagehan Alçı) Merak bu ya.. Sahiden bir ikinci tur olur da, Erdoğan ve İnce karşı karşıya gelirse, ister misiniz İnce kendine değil de rakibine oy versin?!..
**
Bir de bu seçimlerin bir sonucu olacak elbette.. Hayır 25 Haziran'da İnce'nin kazanıp kazanamayacağından söz etmiyorum. Benim sözünü ettiğim sonuç CHP'nin tepesindeki yansıması.. Öyle ya Muharrem İnce, 24 Haziran akşamı aldığı oyları torbaya koyup CHP genel merkezine gelecek ve partiyi isteyecek. Oysa onu milletvekili bile göstermeyerek diskalifiye etmek isteyen 'hesap uzmanı' Kılıçdaroğlu bu sonu hesaplamamış olabilir mi?.. Bence hesaplamıştır. İnce bir fazlasıyla hakettiğine inansa da Kılıçdaroğlu'nun o koltuktan kalkması kolay olmayacak gibi görünüyor.. Fazla kalmadı. Göreceğiz..