Bir kaç gündür ameliyatla erkek fiziksel görünümüne dönen Rüzgar Erkoçlar'ın evliliği üzerine, Hollanda/Danimarka lezzetinde haberler okuyoruz gazetelerde..
Her şey çok normalmiş gibi, ortada hiç bir problem yokmuş gibi..
Daha dün kadın pedi reklamlarında, '.. özel günlerimde güvenerek bu kadın pedini tercih ediyorum..' diyen 'Nil Erkoçları'ın, yüzünde sakallar çıkmış ve adı 'Rüzgar' olmuş halini, 'vayy be o biçim delikanlı olmuş ama' diye okuyor millet..
Arkadaş ortada sizce de arızalı bir durum yok mu?..
**
Bakın dün bir hadise yaşandı..
Bir lezbiyen ilişkinin kendini 'erkek' gibi gören tarafı, ilişkide olduğu kızın ailesi tarafından feci şekilde dövüldü..
19 yaşındaki Aynur Oylum..
Sosyal medyada şöyle bir mesaj paylaştı..
"… Adım Aynur Oylum, 19 yaşında Konya da üniversite okuyorum. Manisa'nın Alaşehir ilçesinde annem ve erkek kardeşimle yaşıyorum. Babamı 11 yaşında kanserden dolayı kaybettik. Ben bir trans bireyim. Alaşehir'e ailemin yanına yaz tatili nedeniyle izne geldiğim sırada kız arkadaşımın babası ve erkek kardeşi tarafından 27 Eylül 2017 tarihinde 1.5 saat boyunca darp ve tacize uğradık. Elmacık kemiğimde kırık olduğunu söylediler ve yüzüm tanınmaz halde.. Benim sesimi duyurmanız için desteklerinizi bekliyorum…."
Hikaye şu..
'.. Rüzgar Erkoçlar adıyla yaşadığı lezbiyen ilişkiyi yasal hale getiren kız çocuğu,
sevgilisiyle evlenebiliyor, ben neden dayak yiyorum?..'
Diyor aslında Aynur…
Hadi genişletelim pencereyi..
'.. Kerimcan diye bir zibidi, gazetelere mülakat verip, ".. bir süre sonra saymayı bıraktım, şimdi ben de günde kaç lira kazandığımı bilmiyorum…" diyor, ben neden dayak yiyorum?..'
Diyor aslında Aynur..
Daha da arttırırsak örnekleri olmadık yerlere gidecek biliyorum..
Acaba bu konuda medya üzerine düşen kamusal sorumluluğu yerine getirmiyor olabilir mi?..
Toplumsal olarak direnç noktası sayılan bir hadiseyi övünülecek bir iş gibi sunan medyanın, Aynur'un yediği bu dayakta ne kadar etkisi var sizce?..