Halil Sezai, babasının ölüm haberini aldığı halde sahneden inmemiş..
O konserin görüntüleri; ".. ünlü sanatçı sahnede güçlükle ayakta duruyordu.." diye paylaşıldı.. 'Show must go on' yani..
Bu motivasyonu hiç anlayamamışımdır..
Hangi şart babanın ya da annenin vefatına rağmen, eğlence endüstrisine hizmet etmeyi gerektirir ki?.. Adile Naşit de, evlâdının ölüm haberini almış olmasına rağmen sahneye çıkmıştı İzmir'de… Seneler evvel verdiği bir mülakatta (46 Dergisi / 2010) bu durumu sert eleştiren Haluk Bilginer bakın ne diyordu; "… Babam öldü ama hâlâ sahneye çıkarım yavşaklığına asla inanmam. Önce insandır önemli olan, oyun değil. Ben babam ölürse sahneye filan çıkmam, k.çımı yesin herkes.." İşin fetişleştirilmemesi gerektiğini savunan Bilginer'e meslektaşları Müjdat Gezen gibi Ali Poyrazoğlu gibi isimler tepki göstermişti..
Oysa çok basit bir karşılaştırmaydı Hakuk Bilginer'inki..
".. Bir mesleği kutsallaştırmak çabası nedendir acep?.. Bir marangoz övünmüş müdür hiç? Babam öldüğünde atölyeye gidip, iki masa bir büfe zımparaladım, diye. Bir aşçı böbürlenmiş midir? Anamı kaybettikten sonra mutfağa girip bir tepsi baklava açtım, diye. Oyuncu niye aynı durumu kullanarak farklı bir algı yaymak isteğindedir dersiniz?.." diye soruyordu..
Genellemek zor bu tür durumları..
Ama aileden birini kaybettiğinde 'ama show devam etmeli' diye düşünen birinin, kodlamasında hata olduğunu düşünürüm..
En hafif tabirle, yeteri kadar duygu yüklenmemiş olmalı bu kişilere..
Sevgi olur, merhamet olur, acıma hissi olur, kaybetmenin üzüntüsü olur…
Yok demek ki bu durumlar kişide..
Hayatı rasyonel zeminde yaşamayı tercih ediyorlar anlaşılan o ki…
Ya da Tercih ettiği diğer alanı, sahnede şarkı söylemeyi yahut televizyonda program sunmayı fazla abartıyor olabilir..
Annesinin vefatına rağmen sahneye çıkabilen, 'ben de sahnede öleceğim' diye beylik laflar eden bir kişi, yaptığı işi yaşadığı hayata oranla fazla önemsiyor olmalı..
Böyle biri öldüğünde elbette tekbirlerle camiden değil alkışlarla tiyatro sahnesinden uğurlanır son yolculuğuna. Kimsenin de şikayeti olmadığı görülüyor zaten.. Ama hiç olmazsa bir birimizi kandırmayalım.. Halil Sezai'nin yaptığı; ne sanata, seyirciye saygıdır ne de başka erdemli başka bir şey.. bu adamın, kendisini insan yapan değerlerden yoksun olduğunun göstergesidir… Nokta..