Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı ve CHP milletvekili Rıza Türmen, Milliyet gazetesi için kaleme aldığı bir makalede, cumhuriyet tarihi boyunca yapılan bir dizi yanlışlık nedeniyle, bugün artık "Türklük bir etnik kimliğin adı değildir, bütün Türkiye vatandaşlarının ortak kimliğidir" tezinin bir mugalatadan öte değerinin kalmadığını anlatıyordu.
Bugün de yine beklenmedik bir yerden, Cumhuriyet gazetesinden gelen benzer değerlendirmelere yer vereceğim...
Deniz Kavukçuoğlu'nun kaleme aldığı dizide her ne kadar Türmen'in vardığı sonuca varılmasa da, cumhuriyet tarihinden verilen bir dizi örnekle, "Türklüğün" son 80 yılda hiç de öyle "ortak vatandaşlık" anlamında kullanılmadığını gösteriyor.
Kavukçuoğlu'nun "Ulus devletimizi diri, sağlam ayakta tutabilmek, aydınlık bir geleceğe götürebilmek için geçmişte 'ulus devlet' adına yapılan yanlışları bilmek durumundayız" diyerek sunduğu "kötü" örneklerden birini sizinle paylaşayım...
Kavukçuoğlu, Atatürk'ün sağlığında "üçüncü adam" olan Başbakan Recep Peker'in "ırkçı" yaklaşımlarını şöyle özetliyor: "Recep Peker'e göre, tüm 'hukuki ve siyasi haklar tüm ulus fertleri için geçerliydi'. Ancak farklı bir 'etnik kökene sahip olanlar ya da olduklarını düşünenler ulusal topluluğa katılamazlar. Çünkü ulusal topluluğun tek bir etnik kökeni vardır; o da Türklüktür' diyordu. (...) Devletin karar verici konumundaki en güçlü üç kişisinden biri olan Recep Peker'in bu ırkçı anlayışının dönemin siyasal ve toplumsal yaşamına yansımaması düşünülemezdi, dolayısıyla ülkedeki farklı etnik kökenlerden gelen yurttaşların toplumda eşit bireyler olarak görülmemeleri doğaldı."