Türkiye'de ne kadar çok hınç birikmiş...
Bunların bir bölümü korkudan, bir bölümü "zamanı gelmediği" gerekçesiyle, yani taktik-stratejik nedenlerle halının altında tutuluyor, fakat "zamanı" geldiğinde de oradan dışarıya taşıveriyor.
Bunlardan en yenisiyle, CHP İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler'in Kürtler-Türkler çıkışından sonra BDP'li Sırrı Sakık'ın ona verdiği cevap vesilesiyle tanıştık.
Şöyle dedi Sakık: "Kafkaslar'dan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz."
Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne'nin yıllar öncesine dair bir anısı, Sakık'ın dile getirdiği öfkenin "arızi" değil sistemli olduğunu ortaya koyuyor: "Yıllar önceydi. Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen Kürt Konferansı'na 'İstanbul milliyetçiliği' başlıklı bir tebliğle katılmıştım. Şehir metaforları üzerinden bir tez geliştirdim." "Ankara milliyetçiliği Cumhuriyet'in dar, tek tipleştiren ve farklılıkları yok sayan ulus-devlet inşasını, Diyarbakır milliyetçiliği Kürt kimliği üzerine yeni bir ulus devlet arayışını temsil ediyordu.
Önerim, zengin ve derin bir tarihi tecrübeyi ve bir arada yaşama geleneğini temsil eden İstanbul milliyetçiliğinde uzlaşmaktı.
Söylediklerim ilgi çekti ve tartışıldı. Arada rahmetli Şerafettin Elçi yanıma yaklaştı ve doğrudan memleketimi sordu. Etnik kökenimi merak ettiğini anladım. 'Ben Oğuz'um' cevabını verdim.
Kastettiğimi hemen anladı ve çok açık bir şekilde şunu söyledi: 'Bizim sizinle hiçbir problemimiz yok. Bizim derdimiz Çerkeslerle ve Rumeli'den gelenlerle.'"
Doğrusunu isterseniz, ben Kürtlerin Türkleri "yerli" ve "göçmen" diye ayırıp asıl öfkelerini "göçmen"lere yönelttiklerini bilmiyordum. Bu, aslında Türkiye'de şimdiye kadar açığa çıkmış ve tartışılmış bir durum değil...
Bakın görüyorsunuz: Bir anda, bir öfke anında halının altına süpürdüğümüz hınçlarımızdan biri daha "cee" deyiverdi bize...
Üzücü tabii... Türköne'nin sorusunu ben de sormak isterim: "Türk'üyle, Kürt'üyle, Çerkes'i ve Rumeli muhacirleriyle bu topraklarda barış, huzur ve güven içinde birlikte yaşamak isteyenlerde milliyetçilik mikrobuna karşı sağlam bir bağışıklık
sistemi oluşmadı mı?"