Devletlerin çevirdiği fırıldaklara akıl sır ermiyor. IŞİD vakası bu açıdan fevkalade öğretici bir örnek.
Adamlar yıllardır savaşıyor. Irak'ın Sünni coğrafyasından çıktılar, Suriye'ye geçtiler. Neticede Britanya'dan daha büyük bir alanı ele geçirdiler.
Yaktıkları merminin, attıkları füzenin, yerleştirdikleri mayının haddi hesabı yok. Ayrıca kendileri için çalışanlara maaş ödüyor, İslam Devleti iddiasında oldukları için halka çeşitli hizmetler götürüyorlar.
Bütün bunlar para demek. Peki, IŞİD bu parayı nereden buluyor? İlk bakışta cevap basit: Ham petrol satıyor.
Tamam da bu petrolü kime satıyor? Rusya, Türkiye'yi suçladı. Ankara hemen cevap verdi: "Sen asıl kendi adamlarına bak."
Esat yönetiminin IŞİD'den petrol aldığı söyleniyor. Bu arada İsrail'in de aynı şeyi yaptığı iddia edildi. Velhasıl herkes herkesi suçluyor.
İngilizlerin ünlü ekonomi gazetesi Financial Times geçenlerde çok ilginç veriler yayınladı. Hani ABD'nin liderliğini yaptığı Anti-IŞİD Koalisyon var ya... İşte bu koalisyonun uçakları Ağustos 2014 ile Eylül 2015 arasında IŞİD hedeflerini 10 bin 600 kere vurmuş.
Peki, bu hücumların kaçında IŞİD'e para kazandıran petrol işi (kuyular, tankerler, vb.) vurulmuş? Sıkı durun: Sadece 196 kere!
IŞİD'in savaşa devam edebilmesi için para kazanması gerekiyor. Petrolden başka satacak bir şeyi var mı? Yok. Demek ki o damarı kestiğinizde ya teslim bayrağını çekecek ya da fevkalade küçülecek.
Ama yapmıyorlar. 13 ay içinde, saldırıların sadece yüzde 1.8'i IŞİD'in petrol altyapısına yöneliyor.
Tenis topunu gören uydular, vızır vızır uçan dronlar, petrol taşıyan koca tankerleri saptayamıyor. Bu sayede IŞİD günde bir buçuk milyon doları cebe indiriyor.
Demek ki o dönemde IŞİD'in yok olmasını istemediler. İşi uzatmayı tercih ettiler.
Ne demişler: "Savaştaki ilk kayıp hakikattir."