Geçen gün PKK yöneticilerinden Cemil Bayık'ın BBC Türkçe Servisi'ne verdiği demeci değerlendirmeye çalışmıştım. Bayık özetle "Silahlı güçlerin çekilme kararını Öcalan veremez, biz veririz" diyordu.
Cemil Bayık böylesine önemli bir sözü kendi kafasına göre söyleyemezdi. Belli ki Kandil ekibinin yaklaşımını dillendiriyordu.
Kandil, Apo'yu boşa çıkarma cesaretini nereden alıyordu? Bence cevap öncelikle dış faktörlerdeydi: Hem ABD'nin, hem de Rusya'nın, IŞİD ile mücadelede, PKK'nın kardeşi YPG'ye sıcak bakmasıydı PKK'ya cesaret veren.
Velhasıl Apo, meseleye Türkiye eksenli bakarken, PKK bölgesel olarak bakıyordu. Yani PKK'ya kıyasla Apo "milli" bir konumdaydı...
İlham kaynağı IŞİD
Nitekim aynı yayına konuşan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu da benzeri bir fikre sahip. Bakın ne diyor:
"Öcalan'ın duruşu daha milliydi. PKK'nın duruşunu ise çok milli olarak görmüyorum. Ortadoğu'daki gelişmelerden çok fazla etkileniyor. Türkiye'deki Kürt sorununun çözümüne dair bir pozisyon almak yerine, Ortadoğu'daki güç dengelerinin bir parçası olma şeklinde tavır aldığı kanaatindeyim."
Tam bu noktada artık bazı iç faktörlerden de söz edebiliriz. Önce geçen yılki bir yazımızı hatırlayalım:
Siyaset bilimci Prof. Hakan Yılmaz, Açık Toplum Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi desteğiyle yaptığı Çözüm Süreci araştırmasının sonunda şu kanaate varmıştı:
"Eğer Çözüm Süreci akamete uğrarsa... Kürt kamuoyunda büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk meydana gelecektir... Bunun sonucu olarak bazı Kürt aktörler çok daha radikal seçeneklere yönelebilir."
"IŞİD ve benzeri örgütlerin şiddetinden ilham alacak olan radikal Kürt gruplar, (Devlet ile Kürt siyaseti arasındaki) diyalogu yok edecektir. Aman dikkat!" (18 Eylül 2014)
Böylece savaşa devam etme kararı alırken, PKK'ya cesaret veren bir başka faktöre geliyoruz: Yeni nesil PKK'lılar. Daha doğrusu YDG-H'liler (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi).
"Batsın bu siyaset"
Kürtçü siyasetin önemli isimlerinden Emine Ayna bence önemli bir noktaya işaret ediyor:
"YDG-H'liler genç bir kesim. Fevri ve agresif hareket edebiliyorlar. Dağdakiler hem askeri, hem siyasi eğitim görüyor.
Şehirdekiler ise öyle değil. Duygular çok farklı."
"Bize kızıyorlar. Hendeklerde onlarla birlikte mücadele etmemizi istiyorlar."
"Bu kesim siyasetten umudunu kesmiş durumda." (T24)
İşte geldik Hakan Yılmaz'ı uyarısına: "Çözüm Süreci çökerse, Kürt aktörlerden bazıları radikal seçeneklere yönelir."
Nitekim yöneliyorlar: Her ne kadar 'düşman' da olsa, IŞİD'in şiddet yoluyla elde ettikleri, bu kesime ilham veriyor. "Onlar yaptı, biz de yaparız" diyorlar.
Öcalan ile bağını koparmaya başlayan... Meseleye Türkiye eksenli değil, Ortadoğu eksenli bakan Kandil, içeride de bu yeni ve genç duygu halinden beslenecektir.
Tecrübeli Kürt siyasetçiler bu konuda Ankara'yı defalarca uyarmışlardı. Geçenlerde öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin akrabası, eski bakanlardan Şerafettin Elçi, "Biz diyalog kurabileceğiniz son kuşağız... Bizden sonra gelenlerle böyle bir imkânınız olmayacak" demişti.
Türkiye'yi zor günler bekliyor, hem de çok zor.