Rus askeri yetkililer itiraz etse de... Düşürülen Rus uçağının, Ankara'nın ilan ettiği ve "uyarımı dikkate almayanı vururum" diye özetlenebilecek "angajman kurallarına" uymadığı görülüyor.
Ancak uluslararası politikanın, kurallar üzerinden yürüdüğü nadiren görülmüştür. Rus uçakları daha önce de bazı ihlaller yapmalarına rağmen vurulmamışlardı...
Demek ki kurallar bazen işletiliyor, bazen işletilmiyor. Şimdilik bizim açımızdan işletildiği bir dönemdeyiz.
Uçak meselesini kimle konuşsanız, aklında aynı soru var: "Acaba Ruslar nasıl bir tepki verecek?"
Vatandaş soruyor: "Rusya doğalgazı keser mi? Kesmese bile kış yaklaşırken hissedilir derecede azaltmaya gider mi?" Bence doğalgaz ilişkisinde kendisi de milyonlar kazandığı için, Rusya "soğukta bırakma" seçeneğini kullanmayabilir.
Turizmciler ise doğalgazın değil, Rus turistin kesilmesinden korkuyor. Rusya'ya ihracat yapan şirketler, ilişkinin bozulmasından endişeli...
Bunların hiçbiri olmayabilir... Ancak şunu bilelim: Devletlerin oyunu bitmez. Rusya'nın elinde Ankara'nın canını sıkacak çok koz var. Mesela PKK kartını öne sürebilir.
Ankara haklı olarak, ABD'nin IŞİD'e karşı savaşması için PYD'ye verdiği silahların PKK'ya gitmesinden korkuyor ya... Tam bu aşamada Rusya, PKK'yı tekrar desteklemeye başlayabilir. Yani sağını korumaya almış Ankara, yumruğu soldan yiyebilir.
PKK'nın bazı kentleri özerkleştirme, yani bir bakıma kurtarılmış bölge haline getirme stratejisi duvara tosladı. Örgüt tükenmedi elbette ama ciddi kan kaybetti. Şu sıralar toparlanmaya çalışıyor.
İşte şu aşamada Rusya'nın PKK'ya el altından yardıma başlaması, "Örgütten artık büyük tehdit gelmez, ben de enerjimi Suriye ve IŞİD üzerinde yoğunlaştırabilirim" diye düşünen Ankara'nın başını ağrıtabilir.
Biz "Rusya hatasını kabullendi, uçak sorununda ağır bir karşılık vermedi" diye düşünürken, bir de bakmışsınız PKK coşkuyla savaşa dönmüş...
Özetle: Rusya düşen uçağın öcünü mutlaka almaya çalışacaktır. Devlet olmanın raconu böyle...